Sene 1914: Sarıkamış

Binlerce vatan evladının nefesinin buz tutuğu, Türk tarihinin hazin sayfası Sarıkamış...

İnsanlar tarihten ders almalı, geleceğini ona göre şekillendirmeli. Geçmişteki yaşananlar geleceğe ışık tutmalıdır. Bundan 102 yıl önce Sarıkamış Harekatı yaşanmış ve ağır bir yenilgiyle sonuçlanmıştı.

Bir Sarıkamışlı olarak o olayları, o dönemde yaşayan dedelerimden zaman zaman dinlerdim. Tarihi sevdiğimden olsa gerek, konuşulanlara kulak verir ve olayları anlamaya çalışırdım. Sonuçta orada yaşamış Karakurt Ailesi, Sarıkamış Harekâtı’ndan direkt etkilenmişlerdir. Ailemizin o dönemde yaşadıklarını araştıran Muhsin Karakurt abimin çalışmalarının özetini siz değerli takipçilerimle paylaşmak istiyorum.

Bu yıllarda bölgede yayılmış olan bağımsızlık ve milliyetçilik fikirleri aile bireyleri arasında konuşulan konuların başında yer almaktadır. Halil ve Halit Beyin de iştirak ettiği toplantılarda, Aile, bu yeni fikirleri konuşur, Osmanlı tarafındaki gelişmeleri paylaşırlarmış.

1914 yılının Ağustos ayının başlarıdır. Aile, bir yandan çayırlarda bulunan biçilmiş otları taşınmakta, diğer yandan tarlaları biçmekle uğraşmaktadır. İşte o günlerde, bölgede savaş ihtimaline yönelik söylentiler bir hayli artmıştır. Hüseyin Ağa, Karakurt’ta bulunan Rus Kazak Alayında olağan üstü bir hareketlenme olduğunu sezmiştir. O günlerde Karakurt’a gelmiş olan Halit Bey, Osmanlı tarafının seferberlik ilan ettiğini Hüseyin Ağaya söylemiştir.

Takip eden günlerin birinde, Hüseyin Ağa, kardeşleri ve oğulları, Yoğunhasan’nda bir araya gelerek mevcut durumu değerlendirirler. Bu toplantıda, Hüseyin Ağa, Osmanlı Ordusunda görev yapan aşiret reislerinin, olacak savaşta, cephe gerisinde kendilerine destek vermeleri yönünde, kendisinden talepte bulunduklarını söyler. Aile, yapılan fikir alış verişi sonrası, olabilecek bir savaşta, Osmanlı tarafına destek olmaya karar verir.

Bu karar kapsamında, aşiret birlikleri reisleri yanı sıra Hasankale’de bulunan Osmanlı Ordusu ile Tortan’da bulunan akrabalar vasıtası ile irtibat tesis edilir.

Tam bu günlerde, Karapınar’da oturan Ermenilerden bir kaçı, değirmenden gelmekte olan bizimkileri (muhtemelen Hasan Ağa ile Musa efendi) sıkıştırmış ve yakında Rus Ordusunun harekete geçeceğini, Rus Ordusuyla birlikte bütün Müslüman köylerini yakıp yıkacaklarını söylemiştir.

Durumu kardeşlerinden dinleyen Hüseyin Ağa tereddüde düşer. Kim kime saldıracaktır. Olup biteni Osmanlı tarafına anlatması ve gelişmeleri öğrenmesi için, Halil Beyi, Tortan’a gönderir. Halil Bey yaptığı görüşmeler sonrası geri döner ve Osmanlı ordusunun toplanmaya başladığını ve yakında saldıracağını anlatır. Hüseyin Ağa, Karakurt bölgesinde sözünün geçtiği aşiretleri Yoğunhasan’a davet eder. Durumu anlatır ve Aras vadisinde ağırlığı aşiret birliklerinin oluşturduğu Osmanlı ordusunun savaşa gireceğini ve kendilerinden yardım istediklerini söyler. Ermenilerin son zamanlarda ki tutumunu da dikkate aldığında, Osmanlı ordusuna destek vereceklerini, çıkacak savaş nedeniyle kışın zor geçeceğini, herkesin gerekli tedbirleri almasını tembih eder.

Halil Bey, koordinasyonu sağlamak üzere Ortakale Köyüne gönderilir. Halil Bey, burada Hasankale tarafında yer alan aşiret birlikleri (muhtemelen 1.İhtiyat Aşiret Süvari Tümeni ve yine muhtemelen Haseni Aşireti) ile irtibat sağlar. Eylül ayının sonlarında Halit Beyden kardeşi Halil Beye gönderilen bir haberde Rus Ordusunun yakında saldıracağı bildirilmiştir. Bu haber moralleri bozmuştur. Osmanlı Ordusunun saldırısı beklenirken, Rusların saldıracak olması, bütün beklentileri yıkmıştır. Halil Bey durumu Hasankale’ye bildirir. Aile daha ne yapılacağı hakkında bir karar almamışken, haber alındığı gibi Ruslar saldırıyı başlatmıştır. Neyse ki birkaç gün sonra, Osmanlı Ordusunun da saldırıya geçtiği, duyumu alınır. Heyecanlı bir koşuşturma başlamıştır. Ekim ayı sonlarında, Rusların geriledikleri haberi, sevinç yaratmıştır.

Kasım ayına girilmiştir. Osmanlı ordusunda savaşan aşiret reisleri, askerin silah, yiyecek ve giyecek bakımından zor durumda olduğunu, bu nedenle, mümkünse, Halil Beyden yiyecek ve giyecek göndermesini isterler. Halil Bey, Ortakale Köyünde yaptığı organizasyonla, ekmek, peynir, yağ, bulgur, çorap, kazak gibi yiyecek ve giyecek toplayarak karşı tarafa gönderir. Bu yardım işini, Rus Ordusu ile hareket eden Ermeniler, bir şekilde öğrenirler.

Savaş istendiği gibi gitmemektedir. Galip Paşaya, yani 11. Kolorduya, diğer bir ifade ile aşiret birliklerinin içinde yer aldığı kolorduya, Rus Ordusunu oyalama görevi verilmiştir. Ancak bunun için gerekli olan yiyecek, giyecek ve silah verilmemiştir. Zaten bunun bir önemi de yoktur. Önemli olan kendisinden her açıdan çok üstün olan Rus Ordusuna sonuna kadar karşı koyup, bu suretle Rus Ordusunun asıl güçlerini Aras vadisine çekmek, böylelikle 9. ve 10. Kolorduya ait askerlerin, diğer bir ifade ile Enver Paşa ile Hafız Hakkı Paşanın kolay bir şekilde Sarıkamış’a girmesinin sağlanmasıydı. İki paşa, 11. Kolordunun feda edilmesi karşılığı elde edilecek kolay zaferi birbirlerine kaptırmak istemiyorlardı. O günlerde, kim önce Sarıkamış'a girecek yarışı içinde olan Enver Paşa ile Hafız Hakkı Paşa, askerin ve silahın iyisini 9. ve 10. Kolordularda toplamışlar, büyük çoğunluğunun askeri eğitim görmediği aşiret birliklerine ise mevcut imkânları ile idare etmeleri söylenmiştir.

Bu günleri izleyen günlerde, yukarıda anlatılan olaylara bağlı gelişmeler, aşiret reisleri ile Halil Bey arasında olumsuz bir söz trafiği de başlatır. Gönderilen yiyecek ve giyeceğin bittiğini, Ordu Komutanlığının da, açlığa çare bulamadığını ve de en önemlisi asker için çok gerekli olan silahları temin edemediklerini, topa, mitralyöze karşı kılıçla savaşamayacaklarını, dolayısıyla evlerine geri döneceklerini Halil Beye haber verirler. Halil Beyi aldığı haberler yıkmıştır. Çünkü bu savaşın kaybı anlamına gelebileceği gibi ailenin de sonunu getirebilecektir. İşte bu duygular içinde gidip gelmekte olan Halil Bey, daha sonra hayatına mal olacak ilk tohumu o zaman atmıştı. Aşiret reislerine, sözlerinde durmayıp savaş meydanını terk etmelerinin hem Osmanlı Ordusunu hem de Karakurt Bölgesinde yaşayan aşiretleri çok zor durumda bırakacağını, bununda beyliklerine yakışmayacağını hakaret dolu bir üslupla bildirmiştir.

Tüm gayretlere rağmen Aralık ayında da hiçbir gelişme sağlanamamıştır. Diğer cephelerden de beklenen olumlu haberler gelmemiştir. Ocak ayına girildiğinde, Osmanlı Ordusunun Sarıkamış Harekatını başarısız bir şekilde noktaladığı haberi köye ulaşır.

Şartlar, Ailenin aleyhine dönmüştür. Öğrendikleri zaman sessiz kalmış olan Ermeniler, savaşın Ruslar lehine dönmesi üzerine, Ailenin savaş sırasında Osmanlı tarafına yardım ettiğini Ruslara ihbar ederler. General Baratov, aynı günlerde, Hüseyin Ağayı yanına çağırır. Hüseyin Ağaya, ailesinin savaşta karşı tarafa yardım ettiğini, bunun kabul edilemez olduğunu, bu nedenle Karakurt nahiyesi yöneticiliğine son verdiklerini söyler. Kışın şiddetli ve karın bol olması aileyi bu aylarda korumuştur. Ancak, havaların ısınması ve karların erimeye başlaması ile Karapınar’da yerleşik Ermeniler de, Ruslardan almış oldukları silahların verdiği güçle ve de Rusların teşviki ile Yoğunhasan Köyüne baskın yapıp, talan yapmışlardır.

 

Rusların ve Ermenilerin yaptıkları taciz yetmezmiş gibi, aile içinde de karşılıklı suçlamalar ve buna bağlı olarak sürtüşmeler başlamıştır. Tüm gelişmeler Aileyi maddi ve manevi olarak çökertmiştir. Rus ve Ermeni baskısının artarak devam edeceği ve bu duruma daha fazla dayanamayacaklarını anlayan aile, Yoğunhasan’ı terk ederek, daha güvenli olacağını düşündükleri dağ köylerine doğru gitmeye, karar verirler. İşte Balıklı Köyüne yolculuk böyle başlar.

Bu güzel araştırmaları bize aktaran Muhsin abime sonsuz teşekkürler. Geçmiş geleceğin aynasıdır. Tarih bir ağaç kökü gibidir. Köksüz ağacın olmayacağı gibi, geçmişe bakmak, ondan ders almak için köke inmek gerekir. Karakurt Ailesi’de bu savaşta büyük bedeller ödedi. Şehit oldular. Topraklarından sürüldüler.

Sarıkamış harekâtında şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz... Ruhları şad olsun…

Yahya KARAKURT- Eğitimci- Yazar / Diğer Yazıları  /  Başarısızlığın Nedenleri!/ Başarının Anahtarı İnovasyonda!

 Reklamlar

 

Sarıkamış Harekatı

Sarıkamış Şiiri

Sen de Ağla Sarıkamış

Sarıkamış Şehidi

Sarıkamış'ta Hayat Bir Başkadır (Öykü) 

Sarıkamış İçinde

Sarıkamış Kayak Merkezi

Beyaz Ölüm

Sarıkamış Şehitleri

Haydi Kars'a Gidelim!

Haydi Sarıkamış'a Gidelim!

Siz Hiç Düşündünüz mü Sarıkamış'ı?

Sarıkamış, Türkiye'nin En Güvenli Kayak Merkezi

Katerina Köşkü Sarıkamış

Soğanlı Yaylası

Kars Sarıkamış EMİTT Fuarı'nda

Sarıkamış'ın Coğrafik Özellikleri

Ölüm Bir Kardelendir Sarıkamış'ta

Haydi Sarıkamış'a / Sarıkamış Yollarında

Sarıkamış Belediyespor Stadyum İstiyor

            

 İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt