gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Teknoloji Tasarım > Tasarım ve Buluş Hikayeleri
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Bazı İcatların İlginç Öyküleri

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <12
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 31-Mayıs-2007 Saat 00:38
İCATLAR VE MUCİTLER

Mucit; daha önce olmayan yararlı bir nesneyi keşfeden ya da üreten kişidir. Bugün günlük hayatımızı büyük ölçüde etkileyen bazı icatlar dışında, modern icatları tek bir mucidin keşfettiğini söylemek güçtür. Birçok icadın, şu anki modern biçimini alana dek gelişmesi yıllar sürmüştür.
Modern icatların mucitleri ve bazı icatların ilginç öykülerine geçmeden evvel şunu belirtmek yerinde olacaktır; her teknolojik gelişim bir ihtiyacın sonunda ortaya çıkmış ve bilim ilerledikçe teknoloji de bu ilerlemeyi hızlandırmıştır. Ancak, teknolojinin üretiminde kullanılan temel maddeler, Allah'ın doğada bol miktarda yarattığı nimetlerdir. Dahası, soyut düşünme, matematik, ölçüm, hesap, tasarım, geometri, fizik-kimya-biyoloji yasaları ve bilim-teknolojiyi mümkün kılan daha yüzlerce koşulu sağlayan, ilham eden ve bu gelişmelere izin veren alemlerin Rabbi olan Allah'tır.

Bazı İcatların İlginç Öyküleri

- Japon şirketi Sony'nin genel müdürü, golf oynarken müzik dinleyebilmesini sağlayacak bir cihaz istemişti. Bunun üzerine firma teknisyenlerinden oluşan bir ekip ilk kişisel kasetçaları geliştirdi: Walkman!

- İngiliz Percy Shaw basit bir icattan servet sahibi oldu. 1933'de sisli bir gecede neredeyse otomobiliyle bir uçurumdan aşağı düşüyordu. Otomoblin farlarından yayılan ışığın, yolun kenarındaki bir kedinin gözünden yansıması hayatını kurtardı. Bu olaydan esinlenen Shaw, kedigözü adını verdiği bir yansıtıcı icat etti. Kısa süre sonra birçok ülkenin yollarına bunlardan yerleştirildi.
- İlk dikiş makinesini, 1830'da Barthelemy Thimonnier adlı Fransız terzi yapmıştır. Bu makinede ayak pedalıyla döndürülen bir tekerlek, iğneyi kaldırıp indiriyordu. Bir terzi dakikada ortalama 30 dikiş atarken, bu alet 200 dikiş atabiliyordu. Ancak bir çok terzi bu makine yüzünden işini kaybedebileceği endişesine kapıldı. Öfkeli bir kalabalık bu aletlerin 80 tanesini tahrip etti.

- İlk başarılı elektrikli süpürgeyi, İngiliz mühendis Hubert Booth icat etmiştir. Booth 1901'de British Vacuum Company adlı bir şirket kurdu. Booth'un Puffing Billy adını verdiği makine yakıtla çalışıyor ve evden eve, atların çektiği bir arabayla taşınıyordu. Üniforma giymiş işçiler evdeki halıları temizlemek için makinenin hortumunu pencereden içeriye uzatıyorlardı!

- Joseph Bramah, karmaşık bir kilit icat etti. Bunu açabilene de ödül vaat etti. Nihayet, 75 yıl sonra, 1851'de dünyadaki en yeni teknolojilerin gösterildiği Londra'daki Büyük Sergi'de bir ziyaretçi kilidi açmayı başardı, ama bunun için tam 51 saat uğraştı.

- Daha önce bir sağırlar okulunu yöneten ABD'de yaşayan İskoç Alexander Graham Bell çalışmalarına üniversitede devam etmiştir. Bell ve Thomas Watson adlı bir elektrik mühendisi bir mikrofon ve kulaklıktan oluşan ilk telefonu yaptılar. Tarihteki ilk telefon konuşmasını 10 Mart 1876'da Bell yapmıştır. Pantolonuna yanlışlıkla asit dökmüş ve arkadaşına "Bay Watson lütfen gelir misiniz?" demiştir.

- Atacı, 1900'de Norveçli Johann Vaaler icat etti. Kağıtları sıkıca tutabilmek için, iç içe geçmiş iki halka oluşturan, metal bir telden ibaret orijinal tasarım, bugüne kadar hemen hiç değişmemiştir. Daha önceleri kağıtlar iğneleyerek bir arada tutuluyordu.

- 1816'da Fransız doktor Rene Laennec Paris sokaklarında dolaşırken, oynayan iki çocuk gördü. Çocuklardan biri elindeki tahta sopanın bir ucuna kulağını dayamıştı, öbürü ise tahtanın öteki ucuna iğneyle vuruyordu. Vuruş sesleri tahtanın içinden iletiliyordu. Daha sonra Laennec bir sayfa kağıdı rulo yaparak iple bağladı. Bunu hastanın göğsüne dayadığında kalp atışlarını dinleyebiliyordu. Bu alete Yunanca göğüs anlamındaki stethos sözcüğünden gelen steteskop adı verildi.

Kaynak: Tübitak yayınları, "Mucitler"(14. basım), Struan Reid - Patricia Fara (Çeviri: Necmi Buğdaycı), Ankara: Aralık 2002.

Gelişimin adresi...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <12

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz