1696'da Edirne Sarayı'nda dünyaya geldi. II.Mustafa'nın oğlu ve III.Ahmet'in 
		yeğenidir. Okul çağına geldiği zaman 
		babasının hocası Şeyhülislam Feyzullah Efendi'den dersler aldı. 
		Şehzadeliğinde yüksek fen ve din ilimlerini öğrenerek yetişti. 24 yıl 
		saltanatta kaldı. Babasının tahttan indirilmesinden sonra padişah olan 
		amcası III.Ahmet, şehzade Mahmut'un yetiştirilmesine özen gösterdi. III.Ahmet'in 
		Patrona Halil İsyanı'yla saltanattan indirilmesi üzerine, 30 Eylül 
		1730'da tahta çıktı. III.Ahmet saltanattan çekilirken yeğenine 
		nasihatler etti ve tavsiyelerde bulundu.
		Sultan I.Mahmut, padişahlığının ilk günlerinde, kendisini tahta çıkaran 
		isyancıların isteklerini yerine getirmek zorunda kaldı.  
		
		Sultan III.Ahmet 
		devrinde yapılmış olan köşk ve konakların çoğu isyancıların istekleri 
		sonucu yakılıp yıkıldı. Devlet adamları ve memurlar isyancıların 
		istedikleri gibi atandı. İsyancıların lideri Patrona Halil Sultan 
		Birinci Mahmut'a bağlılığını bildirmiş olmakla birlikte, devlet işlerine 
		müdahale etmekten vazgeçmiyordu. Bu müdahale öyle bir aşamaya geldi ki, 
		Patrona Halil Sultan Birinci Mahmut'tan kendisini yeniçeri ağalığına 
		getirmesini ve Rusya'ya karşı savaş açmasını istedi.  15 Kasım 
		1730 günü tören yapılacağı bahanesiyle saraya çağrılan Patrona Halil ve 
		yandaşları yakalanarak öldürüldü. Patrona 
		Halil yandaşları öldürülme korkusuyla tekrar ayaklandılar. Sultan 
		Birinci Mahmut, Sancak-ı Şerif çıkarttı ve halktan ayaklanmanın 
		bastırılması için yardım istedi. İsyanlardan bıkmış olan halk, padişaha 
		yardımcı olarak ayaklanmanın 28 Ocak 1731 tarihinde kısa sürede 
		bastırılmasını sağladı.  
		İran Savaşları
		Osmanlı kuvvetleri İran seraskeri Ahmet 
		Paşa ile Erzurum valisi ve Revan seraskeri Hekimoğlu Ali Paşa kumandası 
		altında iki koldan harekete geçti. 30 Temmuz 1731'de Kirmanşah alındı. 
		15 Eylül'de Kürican sahrasında İran kuvvetleri bozguna uğratıldı. Urmiye 
		ve Tebriz ele geçirildi. İran şahının sulh istemesi üzerine Ocak 1732'de 
		Ahmet Paşa Antlaşması imzalandı. Buna göre Aras nehri iki devlet 
		arasında hudut kabul edilirken; Revan, Gence, Nahcivan, Bitlis, Şirvan 
		ve Dağıstan Osmanlılara, Tebriz, Kirmanşah, Hemedan, Luristan ve Erdelan 
		eyaletleri ise İran'a bırakıldı. Söz konusu antlaşma Osmanlı Devleti'nin 
		memnun etmedi ve sadrazam azledildi. Dolayısıyla, kırılgan bir barış 
		ortamı oluştu. İran da kaybettiği Kafkasya topraklarını geri almak için 
		fırsat kollamaya başladı. 1733'te İran'da iktidarı ele geçiren Nadir 
		Şah, Osmanlıların eline geçen bölgeleri almak için tekrar savaş açtı. 
		1735'te Arpaçay'da yapılan muharebeyi Osmanlılar kaybetti. Gence, Tiflis 
		ve Revan İran'ın eline geçti.
		Rusya ve Avusturya Savaşları
		Osmanlı Devleti'nin doğuda İran ile 
		mücadelesini fırsat bilen Avusturya ve Rusya da iki cepheden harekete 
		geçmişti. Azak kalesini ele geçiren Ruslar, Osmanlıların toparlanmasına 
		meydan vermeden Gözleve, Kılburun ve Urkapı'yı da işgal ettiler. 12 
		Temmuz 1737'de harekete geçen Avusturya ordusu ise, Bosna, Sırbistan ve 
		Eflak'a girdi. Bu mağlubiyetler üzerine I. Mahmut sadarete getirdiği 
		Muhsinzade Abdullah Paşa'yı Rusya üzerine, Hekimoğlu Ali Paşa'yı da 
		Avusturya üzerine sefere memur etti. Muhsinzade süratli bir hareketle 
		Özi ve Kılburun kalelerini ele geçirirken, Hekimoğlu Ali Paşa ise Banya 
		Luka'yı kuşatan Avusturya kuvvetlerine büyük bir darbe indirdi. Yapılan 
		savaşta Avusturya kuvvetlerinin asker zayiatı 60 bin idi. Hekimoğlu Ali 
		Paşa'nın bu zaferi İstanbul'da büyük bir sevince yol açtı. 
		Avusturya ve Rusya barış istemek zorunda kaldı. Nihayet 18 Eylül 1739'de 
		yapılan Belgrad Antlaşması'yla Avusturya ile Tuna ve Sava nehirleri 
		sınır olarak belirlendi ve 1718 yılında imzalanan Pasarofça Antlaşması 
		ile kaybedilen Kuzey Bosna, Batı Eflak ve Belgrad dahil Kuzey Sırbistan 
		geri alındı. Rusya ise Azak Kalesi'ni ele 
		geçirmekle beraber Azak Denizi'nde donanma bulunduramayacaktı.
		Kapitülasyonlar
		Osmanlılar Atlas Okyanusu ticareti 
		karşısında gerileyen Akdeniz ticaretini canlı tutmak amacıyla Kanuni 
		Sultan Süleyman devrinde 1536 yılında müttefiki Fransa'ya ticaret ve 
		gümrük kolaylıkları sağlamıştı. Tek taraflı olarak verilen bu 
		ayrıcalıklar süresi bittiğinde uzatılmak suretiyle sürdürülüyordu. Rusya 
		ve Avusturya ile imzalanan Belgrad Anlaşmalarında arabuluculuk ve 
		kolaylaştırıcı rol üstlenen Fransa'ya bu kapitülasyonlar 1740 yılında 
		imzalanan bir anlaşmayla sürekli olarak verildi. XIX. Yüzyıldan itibaren 
		birçok ülkeye teşmil edilen ve Osmanlı Devleti'nin ekonomisine zarar 
		vermeye başlayan kapitülasyonlar 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan 
		Anlaşması ile kaldırıldı.
		Avrupa devletleriyle anlaşmalar sağlayan Padişah 
		
		I.Mahmut Han, yeniden İran 
		üzerine döndü. Nadir Şah, bu vaziyet karşısında Osmanlılarla baş 
		edemeyeceğini anlayınca, Kasr-ı Şirin Antlaşması maddeleri üzerinden 
		anlaşma teklifinde bulundu ve bu istek kabul edildi (1746). I.Mahmut, 
		Lale Devri'nde (1718-1730) büyük bir hız kazanan Osmanlı reform 
		hareketinin Patrona Halil İsyanı ile kesintiye uğradığı bir siyasi 
		ortamda tahta geçti. Amcası III.Ahmet'in başlattığı reform politikasını 
		daha çekingen bir üslupla da olsa sürdürmeye gayret etti. İsyandan sonra 
		duraksayan matbaacılık hamlesinin yeniden canlandırılmasına izin verdi. 
		Başta Ayasofya kütüphanesi olmak üzere kütüphaneler kurdu. Daha sonra 
		Nuruosmaniye Camii adını alan camiin Avrupa mimarisi tarzında inşa 
		edilmesi için Simon Kalfa adlı Ermeni mimarı görevlendirdi ise de, daha 
		sonra gelen tepkiler üzerine bu projeden vazgeçti.
		1729 yılında 
		Osmanlı Devleti'nin hizmetine giren 
		Humbaracı Ahmet Paşa'nın öncülüğünde Humbaracı Ocağı büyük bir gelişme 
		sağladı ve gerek Avusturya'ya gerekse Rusya'ya karşı kazanılan 
		başarılarda önemli pay sahibi oldu. Zor bir dönemde padişah olmasına 
		rağmen ülke içinde ve dışında huzuru sağlayan, Osmanlı Devleti'nin 
		gerileme sürecini bir süreliğine de olsa yavaşlatmayı başaran I.Mahmut, 
		13 Aralık 1754'te hastalığına rağmen çıktığı Cuma namazından dönerken, 
		Demirkapı'da at sırtında vefat etti. Yeni Cami Turhan Valide Sultan 
		Türbesi'nde babası Sultan II.Mustafa'nın yanına gömüldü.
		
		
Osmanlı Padişahları / Osmanlı Padişahları Sıralı Listesi / Osmanlı Padişahlarının Ölüm Nedenleri / Osmanlı'da En Güçlü Sultanlar
		Bilim İnsanları 
		/ Ünlü 
		Yazarlar /
		Ünlü 
		Ressamlar / 
		Ünlü Müzisyenler /
		Türk Büyükleri 
		/ Türk Bilim 
		İnsanları /
		
        
		Ünlü Matematikçiler
		/ Ünlü 
		Fizikçiler