Bilgi mi, İletişim mi?

Eğitim sektörü ile ilk tanışmam, üniversite ikinci sınıftayken gerçekleşmişti. Sektörü daha ayrıntılı inceleyebilmem ve mesleki alanda sağlam başarıya ulaşmamdaki sebeplerden en önemlileri: o yıllardan itibaren eğitim alanında çeşitli konularda yaptığım istatistikler ve bunlara bağlı olarak gözlemlerimle oluşturduğum kavram haritalarıdır.

 Bu istatistiklere, 2011-2012 eğitim-öğretim yılı için yaptığım kurum yöneticileri profili değerlendirmelerimi de tamamlayıp ekledim geçenlerde. Bu sene en çok dikkatimi çeken konu: yöneticilerin öncelikli hedeflerinin değişmesiydi. Önceki senelerde hedeflerinin başında, kurumun kar payını yükseltmek ve hazırladıkları sınavlarda derecelik öğrenci çıkarabilmekti. Şimdi ise özel dershanelerin hedeflerinin merkezinde, ALACAKLARINI TAHSİL EDEBİLMEK yatıyor.

Peki, bunun nedeni nedir?

 O kadar yoruma açık bir konudur ve birçok sebebi vardır ki, bu durumu eğitimci gözüyle irdeleyip, gözlemlerime dayanarak değerlendirmeye karar verdim.

Artık tek uyanık olan yöneticiler değil. Öğretmenler, veliler ve öğrenciler de uyanık.

 Yüzlerce-binlerce öğrencisi bulunan kitlesel dershanelerde, veli ile iletişimin kopuk olması, buna bağlı olarak veli memnuniyetinin sağlanamaması; butik dershanelerde ise öğrenci ile iletişimde yapılan hatalar bu yıl ilk dikkatimi çekenlerdi.

Adını yayıncılıkta veya dershanecilikte duyduğumuz birçok markanın da içinde bulunduğu kalabalık dershanelerin velileri, öğrenci hakkında birkaç bilgi almak isteyip kuruma gittiğinde, rehberlik öğretmenlerinden biriyle yaptığı görüşme haricinde branş öğretmenleriyle görüşmek ister. Ancak öğretmenin uygun bir zamanını yakalarsa!

Kurumlarında danışman öğretmenlik sisteminin bulunduğunu söyleyen dershanelerin çoğu, veliyle sürekli iletişim halinde olması gerekirken; ya branş öğretmenlerinin üşengeçliği, ya da rehberlik öğretmenlerinin başka işlerle meşgul olması sebebiyle veliyle bağı kopartır. Veliyle bağı kopartan dershane yönetimi zamanla, öğrencinin başarısıyla da bağı kopartır. Öğretmenler derslerden bezmiş bir şekilde derslere girip çıkar, onların tek amacı müfredatını zamanında yetiştirmektir.

Rehberlik öğretmenlerinin, düzenli zaman aralıklarında çeşitli konularda seminer vermeleri, öğrencilerin hafızalarını ve sosyal yönünü geliştirici aktiviteler planlayıp gerçekleştirmesi gerekirken, ya bilgi-deneyim eksiklikleri, ya da öğrenciye bakış açılarının farklı olması sebebiyle bu uygulamaları gerçekleştirmezler. Ki sistemin kilit noktası da budur aslında: BAKIŞ AÇISI…

Branş öğretmenlerinin tek yönlü bakış açısıyla işlediği derslerinde sadece alan bilgisinin verilmesi, öğrencinin sınavlarda başarısını etkileyecek olan hızlı okuma, zaman yönetimi vs eğitimleri es geçmesi yapılan en büyük hatalarıdır.

Devir Bilgi Devri değil artık, devir İLETİŞİM Devri.! DOĞRU İLETİŞİM DEVRİ…

İletişim ne kadar doğru olursa, gelir de o kadar yüksek olur. Bunun farkında olan bazı kurum yöneticileri ise bazı yanlış uygulamalar yaparak hem markasının, hem kurumunun, hem öğretmeninin vizyonunu ve kalitesini düşürür. Bu yanlış uygulamaların en başında: sık öğretmen değiştirmek yer alır. Kurumun başarısını sağlamanın ve öğrenci memnuniyetini artırmanın, sürekli öğretmen değiştirmekle sağlanacağına inanan kurumların en büyük yanlışıdır aslında doğru sandıkları bu hareketleri.! Bu kurumlar, başarıyı bırakın, iflas etmeye ve kapatılmaya mahkumdurlar!

Dershanelere olan talebin artmasını doğru değerlendirmek gerekir. Öğrencileri hem branşta, hem de sosyal alanda yetiştirmek, öğrenciye hedef vermek gerekir. Doğru eğitim ve doğru başarı için paylaşmaya devam edeceğim…

Esen kalın…

Sonat BİLGİN

Matematik Öğretmeni-Eğitim Koordinatörü / Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş

 

 

                  İzin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz. Her hakkı saklıdır.© Design, By Karakurt