gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Eğitim Dünyası > Eğitim Öğretim
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Çocukları saldırganlaştıran nedenler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
zaman Açılır Kutu Gör
Moderatör
Moderatör
Simge

Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007
Konum: Ankara
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 724
  Alıntı zaman Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Çocukları saldırganlaştıran nedenler
    Gönderim Zamanı: 26-Ekim-2013 Saat 21:48
Çocukları saldırganlaştıran nedenler...

Yetişkinlerin hayatı bu kadar gerilimliyken çocukların dünyası da çizgi filmlerdeki gibi renkli, neşeli kalamıyor ne yazık ki… Bir tarafta arkadaşları tarafından itilip kakılan çocukların aileleri, diğer tarafta öğretmenlerin şikayetleriyle yılmış anne babalar var.

Çocuklar, ebeveynlerini kopyalarlar. Evde iş arkadaşları ya da diğer kişilerle dalga geçen aile büyüklerini gören çocuk, okul arkadaşlarına benzer şekilde davranabilir. Çocuk, evde rahatça konuşan ebeveyninin ertesi gün işe gittiğinde o kişilere saygıyla yaklaşacağını bilmez. Anne ve baba, çocuğun en çok güvendiği, en çok aidiyet hissettiği kişilerdir. Onlar nasıl davranıyorsa çocuk için doğru olan odur. Çocuk gördüğü davranışı ortaya koyduğunda ise tepkiyle karşılaşır.
Aile içinde şiddet gören çocuklar içlerindeki öfkeyi, henüz gücünün yetmediği ebeveyni yerine gücünü kanıtlayabileceği herhangi bir kişiye yöneltir. Okulda zil çalması ile kapılardan çığlıklarla fışkıran çocuk, belirlediği bir kişi ya da rastgele bir seçimle öfkesini kusma yolu arayacaktır. Bu noktada çocuğunun davranışları nedeniyle şikayetlerle karşılaşan anne ya da baba, kimin düzeltilmesini gerektiğini daha objektif şekilde ele almalı. Evde çocuğunu döven bir anne ya da baba, çocuğunun dışarıda dövdüğü kişinin yaşadıklarından da sorumlu olacaktır. Bir çocuk yetiştirmenin, tüm topluma etki edebilen bir mekanizma olduğunu gözden kaçırmamak, çocukların davranışlarında ebeveynlere düşen sorumluluğun bilincinde olmak gerekli.
Sevgi dolu bir aileden saldırgan çocuklar çıkabilir mi?

Çocuğu şiddetli davranmaya götüren süreç
İçinde gerçek sevgi olan bir ailede, saldırgan bir çocuk olma olasılığı düşüktür. Atalarımız ve onlardan aldığımız kayıtların önemini de küçümseyemeyiz. Öfke ve şiddet yayılarak yerleşir. Beden, akıl, bilinçaltı, duygu, ego ve ruh arasında sinsice gezinip her birine biraz iz bırakıp yerini sağlamlaştırır. Sadece dayak yememesi çocuğun şiddet görmediği anlamına gelmez. “Senden adam olmaz”, “Ne işe yararsın ki”, “Seni doğuracağıma taş doğursaydım” gibi cümleler ile büyüyen çocuk sayısı oldukça fazladır.
Kaldı ki eşlerin birbirine iyi davranma oranları da ortada. Anne, babaya saygı duymadığında bu durum çocukla babanın ilişkisine de yansır. Bağımlılıklar ve iş sorunları için kapı aralanmış olur. Aynı şekilde baba, anneye saygı duymaz, eleştirinin dozunu ayarlayamazsa çocuk için depresyona yatkınlık başlar.

Saldırgan çocukların neden olduğu sorunlar
Fiziksel özellikleri nedeniyle arkadaşları dalga konusu yapmak, dörtgöz, patates gibi lakaplar takmak en masum görünen saldırganlıklar. Böyle lakaplar takılan çocukların bir kısmı gülüp geçebiliyor ama bir kısmında derin izlere dönüşüyor. İş yaşamına girildiğinde sunum yapmaktan çekinen, rezil olma korkusu yaşayan, kendini ifade edemeyen yetişkinlerin sorunlarını deşince böyle ufak görünen olaylar buluyoruz. Dalga geçilen çocuklar, zamanla kendisi gibi davranmaktan vazgeçip diğerlerine göre yaşamaya başlıyorlar.
Arkadaş şiddetinden en çok nasibini alanlar ise engelleri ve hastalıkları olan çocuklar. Hayatta hepimizin engelli hale gelme, hastalıklara yakalanma ihtimalimiz var. Bu tür özel durumlara saygı göstermek aile içerisinde öğretilmelidir. Ebeveyn çocuğuna kızarken “Kör müsün” “Sağır mısın, duymuyor musun” “Geri zekalı mısın” gibi ifadeler kullandığında, çocuk da bunu okuldaki arkadaşlarına yöneltiyor.

Kendi akranları tarafından saldırıya (sözlü- davranışsal) maruz kalan çocuklar neler hisseder? Bu çocuklar, kendilerini korumak için ne yapmalı?

Çocuklar böyle konularda konuşmaktan hoşlanmaz. Gözlerini kaçırır, kelimeleri yuvarlar, anlatmamak için uğraşırlar. Anne–baba çocuklarını iyi gözlemlemeli. Okulla ilgili sorular sorulduğunda kaçamak cevaplar var ise çocuğu rahatsız etmeden küçük sorularla konu araştırılmalıdır. “En iyi arkadaşın kim?” gibi yumuşak bir soru ile başlayıp “Okulda en sevmediğin kişi kim?” şeklindeki bilgi amaçlı sorulara gün gün geçilmelidir. Okulda bir şekilde saldırıya uğrayan çocuğun yüzü gülmez, okula gitmek istemez, arkadaşlarının etkinliklerine katılmaz, toplu yapılacak etkinlikleri aileye söylemez. Çocuğuna sözlü ya da fiziksel saldırıda bulunan çocukları dövmeye giden ebeveynler var. Bu işleri daha da zorlaştırır. Akılcı ve çözümleyici olmak ebeveynin çocuğa karşı görevidir. Çocuğun ailesi ile irtibata geçilmeli, rehber öğretmen var ise sınıf öğretmeni ile bilgilendirilmelidir. Mutlaka çocuk için yardım alınmalıdır. Böyle sorunlar yaşayan çocuklar da her ne oluyorsa güvendiği kişilerle paylaşmalı, durum karşısında tek başına kalmamalıdır.

Çocuklar arasındaki baskı ortamının düzenlenmesi
Öğretmenler, ilişki yönetimi konusunda kişisel özellikleri kadar yer alabiliyorlar. Öğrencileri tanıyarak ve gözlemleyerek durumun kolayca farkında olabilirler. Mümkün olduğunca yerinde örnekler vererek, hikayeleştirilmiş anlatımlarla çocukları bu durumdan uzaklaştırmaya çalışmalılar. Saldırgana güçlü, saldırıya uğrayana zavallı olarak bakılmamalıdır. Bazen zeki çocuklar saldırgan davranabilirler ve öğretmenler zekalarından dolayı onları hoş görebilirler. Zeka ile saldırganlığın ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Öğretmenler, bilinçli bir toplum yaratmak için çok önemli bir meslek icra ediyorlar. Çocuklara şiddet yerine akılla hareket etmeyi öğretebilmeleri için kendilerinin şiddet uygulamamaları da çok önemli. Saldırıya uğrayan ve uğratan çocukların aileleri ile irtibata geçilmeli, orta nokta olarak tarafları birbiri ile karşılaştırmadan sorunun çözümü için bir yol bulmaya yardımcı olmalıdırlar.

Saldırgan bir çocuğunuz varsa…

Önce kendinizden başlayın: Ebeveynlere, çocuklarında görünce rahatsız oldukları şeyleri yapmamakla başlamalarını öneririm. Hatta “Ben şöyle davranıyordum ama anladım ki doğru değilmiş. Artık böyle davranmaktan vazgeçiyorum” gibi itiraflı bir şekilde ifade edebilirler. Yanlışı fark edip ifade eden ve birlikte yapmayalım diyen ebeveynden daha iyi ne olabilir!
Çocuğunuz şikayet ediliyorsa: Size ya da okul yönetimine çocuğunuzla ilgili olumsuz geri bildirimler geldiğinde, sert ve hırpalayıcı olmaktan kaçının. Saldırganlığın, çocuktaki öfkenin sebebini bulmaya yönelin. Anne ve babalar, çocukları için en kıymetli rehberlerdir. Çocuğun açıklamaları her zaman doğru olmayabilir. Kendilerini haklı çıkarmak için hayal güçlerini kullanıyor olabilirler. Gerçeğin bulup anlamaya çalışın.
Sevgiyi saygıyla birleştirin: Çocuğunuzu çok seviyor olabilirsiniz ama ona saygılı davranmıyorsanız saygıyı öğretmeniz zordur. Başkalarına karşı saygıyı öğrenen çocuk, kendinden güçsüz olanı ezmeye çalışmayacaktır. Sevgi, saygı ve merhameti öğretmek için bunları önce çocuğunuza hissettirmelisiniz.
Çocuğunuza ilgi gösterin: İşten eve gelirken “ev”e geldiğinizi hatırlayın. Bırakın işyeri ile ilgili tüm sorunlar kapıda kalsın. Çocuğunuza sarılın ve “birlikte” olun. Aklınızla, bedeninizle, duygularınızla birlikte, onun yanında olun. Saldırganlık, çocuklar için bazen dikkat çekmenin bir yoludur. Kendilerini ifade etmelerine izin verirseniz bu davranışlara gerek kalmayabilir. Çocuğunuzu sanat, müzik ve spordan birisine mutlaka yönlendirin ki içindeki cevheri ortaya çıkarabilsin.

Dalga geçilen, şiddet gören bir çocuğunuz varsa…

Her zaman yanında olduğunuzu hissettirin: Çocuklar küçük düştüklerinde, dalga geçildiğinde bazen okula gitmek istemezler. Çocuğun ne yaşadığı iyi gözlenmeli, ciddi bir durum varsa mutlaka müdahale edilmelidir. Yetişkin için önemsiz olan bir konu çocuk için çok önemli olabilir. Lütfen, kulağınız ve kalbinizle dinleyiniz. Çocukların eleştirilerle baş etmeyi ve kendilerini ezdirmemeyi öğrenmeleri gerekir. Bu konuda onları destekleyin, eleştirinin yapıcı olmasına özen gösterin.
Fiziksel özellikleriyle barışmasına yardım edin: Güzelliğin sadece fiziksel olmadığını, gördüğümüz ve görmediğimiz güzelliklerin varlıklarını çocuklara anlatmalıyız. Çocuğun kilosu, sivilcesi, gözlüğü, tekerlekli sandalyesi ile anne baba barıştığı zaman çocuk çok daha kolay barışacaktır. Fiziksel engelleri ya da farklılıklarından dolayı okulda dışlanıyorlarsa aile içinde sevgiyle onarma yolunu seçebilirsiniz. Sevgi en güzel mucizedir. Çocuklarınızı oldukları gibi sevin ve sevgi üretmelerine izin verin.

Doğru yerdesiniz...
gelisenbeyin.net'tesiniz...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz