gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Eğitim Dünyası > Ödevler
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Bulaşıcı Hastalıklar ve Korunma Yolları

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
zaman Açılır Kutu Gör
Moderatör
Moderatör
Simge

Kayıt Tarihi: 31-Ocak-2007
Konum: Ankara
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 724
  Alıntı zaman Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Bulaşıcı Hastalıklar ve Korunma Yolları
    Gönderim Zamanı: 16-Ekim-2011 Saat 00:19
Bulaşıcı Hastalıklar ve Korunma Yolları


Organizmada bir takım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyoloji görevlerinin bozulması durumuna hastalık denir. Hastalığın mikrop yolu ile yayılan çeşidine ise bulaşıcı hastalık denir.
Bulaşıcı hastalıklar, bulaşma yollarına göre 4 grupta incelenir.

1.HAVA YOLUYLA BULAŞAN HASTALIKLAR

a-Grip
Grip,virüslerden ileri gelen ve solunum sistemini tutan çok bulaşıcı bir hastalıktır. Ateş, halsizlik, kas ağrıları, soğuk ter,şiddetli öksürük gibi belirtilerle birdenbire başlar.
Grip sırasında bronşit, zatürree, kulak ve göz iltihabı, kalp ve böbrek yetmezliği gibi başka hastalıklar ortaya çıkabilir.
Grip hastalığına yol açan birkaç tip virüs vardır. Bu virüslere H2N2 (Asya gribi), H3N2 (Hong Kong gribi), HSW1N1 (Domuz gribi) gibi kod adları verilmiştir. Bu virüslerden bazılarıyla hazırlanan aşılar deri altına ya da kas içine yapılır ve aşıdan bir hafta kadar sonra hastanın kanında virüse karşı antikorlar oluşmaya başlar.

b-Nezle
Burun boşluğu ve solunum yolları mukozasının iltihaplanıp sıvı salmasına nezle denir. Nezle, soğuk algınlığından ileri gelen ve burunda başlayan bir hastalıktır.
Burun çukurlarının kuruması ve kaşınması ile başlar, hapşırıkla, bol ve sürekli akıntıyla devam eder. Başlangıçta hafif ateş, baş ağrısı ve kırıklık yapar; sinüzit ve kulak iltihabı gibi ihtilatlara ve göğüs nezlesine yol açabilir.

c-Kabakulak
Kabakulak bir virüsten ileri gelen mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Kulağın hemen önünde yer alan kulak altı tükürük bezi bu virüsün etkisiyle iltihaplanarak şiştiği için bu hastalığa kabakulak denmiştir.
Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. Yapılacak tek şey hastanın yatarak dinlenmesini sağlamak ve kolay yutabileceği yiyecekler vermektir.

Ç-Boğmaca
Öksürük nöbeti şeklinde gelir ve her nöbetin ardından ipliğimsi mukoza parçaları dışarı atılır. Bazen beslenme yetersizliğine yol açan kusmalara neden olur.
Boğmaca özellikle çocuklarda görülür; başlangıçta bulaşıcı olduğundan çocuktan çocuğa geçer;bunun için kısa süreli bir temas bile yeterlidir. Bulaştıktan sonra kuluçka süresi 2-7 gün kadardır.

d-Verem
Verem, yüzyıllar boyunca ölüm nedenleri arasında ilk sırayı alan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hava yoluyla bulaşan hastalıkların en önemlisidir.
Verem mikrobu, solunum yoluyla vücuda girdikten sonra akciğerlere yerleşerek üremeye başlar. Bu yüzden hastalığın en yaygın tipi genellikle çocukluk ve gençlik çağında ortaya çıkan akciğer veremidir. Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, öksürük ve gece terlemesi gibi ilk belirtilerin ardından, akciğer dokusundaki mikrop odaklarının çevresinde bir takım yumrular oluşur. Hastalığın en özgün belirtisi olan bu yumrulara tıp dilinde “tüberkül” dendiği için, veremin bir adı da tüberküloz ya da kısaca TB’dir.
Korunmak için aşı yaptırılmalı, verem mikrobu bulunabilecek yerlerden uzak durulmalıdır.

e-Kızamık
Kızamık,özellikle çocukluk çağında çok sık görülen son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Ama bu hastalığa bir kez yakalananlar ömür boyu bağışıklık kazanırlar. Ayrıca birçok ülkede koruyucu bir önlem olarak çocuklara kızamık aşısı yapılarak en az birkaç yıl bağışıklık sağlanır.
Mikrobun vücuda girmesinden yaklaşık iki hafta sonra hastalığın ilk belirtileri başlar. Başlangıçta yüksek ateş, burun akıntısı, öksürük, baş ağrısı, boğazda yanma ve ağrı gibi belirtilerle şiddetli bir soğuk algınlığını andırır. Üç beş gün sonra hastanın yüzünde ilk döküntüler belirir. Yer yer kümelenen bu kırmızı renkli küçük lekeler çok geçmeden bütün vücuda yayılır. Ateş, öksürük, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı bir süre daha devam eder.
Kızamığın en bulaşıcı olduğu dönem döküntülerin belirmesinden önceki günlerdir.

f-Kızamıkçık
Kızamıktakinden daha açık renkli döküntülerle kendini gösteren, ama daha hafif ve tehlikesiz olduğu için kızamıkçık denen bu hastalık bir virüsten ileri gelir ve çok bulaşıcıdır. Yüzde ve vücutta birkaç gün içinde kaybolan pembe renkli lekeler belirir; çoğu kez boyundaki lenf bezleri şişer. Tehlikeli bir hastalık olmamakla birlikte, gebeliğin ilk üç ayı içinde kızamıkçığa yakalanan annelerin bebeklerinde sağırlık, körlük, kalpte oluşum bozuklukları gibi önemli aksaklıklar ortaya çıkabilir. Bu yüzden birçok ülkede koruyucu önlem olarak 12-13 yaşındaki kız çocuklarına kızamıkçık aşısı yaptırılır.

g-Kızıl
Daha çok küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, al renkte geniş döküntüleri olan tehlikeli bir hastalıktır.
En önemli olumsuz yönü, romatizma, romatizmanın kalbe vurması, romatizmal kalp hastalığı, böbreklerde iltihaplanmalara yol açmasıdır.
Döküntüler, hastalığın başlamasından sonra iki saat içerisinde meydana gelir. Basınca ağrı yapan noktacık şeklinde yaygın döküntülerdir. Döküntü yüzde görülmez. Fakat, yanaklar kızarıktır. 4-5 gün sonra dil, kırmızı rengi alır.
Çocukta, ileride düzeltilmesi imkansız birtakım sakatlıklara, hatta hayatını yitirmesine bile yol açar.

Bu hastalıklardan korunmak için;
     Hasta, odada tek yatırılmalıdır.
     Oda sık sık havalandırılmalıdır.
     Hasta ziyaretlerinde, çok dikkatli olunmalıdır.
     Aşı yaptırılmalıdır.
     Hastalığın yayılması önlenmelidir.

2.YİYECEKLERLE VE SUYLA BULAŞAN HASTALIKLAR

a-Tifo
Tifo, bağırsaklara yerleşen çomak biçiminde bir bakterinin yol açtığı bir hastalıktır. Hastalığın etkeni olan tifo basili, kirli suların içilmesi ve mikroplu yiyeceklerin yenmesiyle insana bulaşır.
Yiyeceklerle alınan mikroplar bağırsaklardaki lenf düğümlerine yerleştikten sonra kana karışır ve yaydıkları toksinlerle kan zehirlenmesine yol açar.
Kanalizasyonlardaki arıtma tesislerinde çok ciddi önlemler almak ve denize akıtılmadan önce bu atıklarda canlı mikrop kalmadığından emin olmak gerekir.
Tifo basilleri içme sularına, meyve ve sebze bahçelerinin sulama sistemlerine ve toprağa karıştığı bölgelerde su mutlaka kaynatarak içilmeli, çiğ sebze ve meyve yenmemelidir. Sinekler de tifolu hastaların dışkılarından aldıkları mikrobu suya ve yiyeceklere bulaştırdıklarından hastalık hızla yayılır. Bu nedenle, tifonun yaygın olduğu ülkelere gidecek kişilere koruyucu aşı yapılmalıdır.

b-Dizanteri
Kalınbağırsak iltihaplanmasından ortaya çıkan hastalığa dizanteri denir. İki çeşidi vardır; Basilli Dizanteri ve Amipli Dizanteri
Basilli Dizanteri, dizanteri basilinin meydana getirdiği hastalığa denir. Mikrop vücuda girdikten 2-7 gün sonra hastalık, ateş, baş ağrısı ve ishalle başlar. Dışkıda kan, cerahatlı balgam vardır.
Hastanın ateşi 39 dereceye çıkar, nabzı yükselir. Dili paslı, ağzı kuru olur.
Çocuklarda kramplar ve dalgınlık görülür. Hastalık 7-8 gün içerisinde hafifleyerek geçer.
Amipli Dizanteri hastalığını, “amip” adı verilen mikroplar meydana getirir. Bu hastalığa çoğunlukla tropik bölgelerde rastlanır. Bulaşma tuvaletlerden, yiyeceklerden, içeceklerden ve sineklerden olur.

c-Kolera
Kolera özellikle Asya’da büyük salgınlara yol açan çok bulaşıcı ve öldürücü bir tür bağırsak hastalığıdır.
Kolera vibriyonu denen bu bakteri virgül biçiminde kıvrılmış çok küçük bir basildir.
Koleranın ilk belirtisi ishaldir. Bu yüzden çok şiddetli ishaller kolera sanılabilir. Koleralı hastaların dışkısında pirinç tanesi gibi beyaz kümecikler vardır. Bir gün içindeki dışkılama sayısı bazen 15-20’yi bulabilir.
Vücudun su ve tuz kaybını karşılamak üzere damardan bol tuzlu su verilmesine, ayrıca antibiyotiklerin kullanımına dayanan tedavi çok kısa sürede iyileşmeyi sağlar.
Hastalığın başlıca bulaşma yolları bu mikrobu taşıyan içme suları, yiyecekler, sinekler koleralı hastaların dışkıları ve kötü sağlık koşullarıdır.
Hastalığa yakalanmamak için en güvenli yol, koleranın yaygın olduğu bölgelerde kaynatılmış su içme, besinleri iyice pişirerek yemek ve temizliğe dikkat etmektir.



d-Çocuk Felci
Çocuk felci, ileri derecede sakatlıklar yapan türleri olan bir hastalıktır.
Hastalık belirtileri, ateş, baş ağrısı, mide-bağırsak bozuklukları, halsizlik, ense ve sırtta sertliklerdir. Virüs etkeni mide-bağırsak kanalını tutar. Daha sonra kanla yayılarak merkezi sinir sistemine kadar ulaşır. Özellikle santral sinir sisteminde hareketi sağlayan hücre çekirdeklerinde, felç yaratır. Bacaklar, sinir çekirdeklerini tuttuklarından bacaklarda felçler meydana gelir.
Hastalığın ilaçla tedavisi mümkün değildir.
Dışkı ya da boğaz salgıları ile doğrudan temas sonucu etken alınır.
Çocuk felci, genellikle hastalığın başlamasından 7 gün önce ve 10 gün sonra bulaşıcıdır.

e-Bulaşıcı Sarılık
Sarılığın etkeni iki tip virüstür. Bunlar hepatitis A ve hepatitis B olmak üzere iki ayrı hastalıktır. Bulaşıcı sarılık ise hepatit A’dır.
Virüs dediğimiz çok küçük mikropların karaciğer hücrelerinde çoğalıp hasar meydana getirmesine bulaşıcı sarılık hastalığı denir. Bu virüsler insandan insana bulaşabilir.
Bulaşıcı sarılığın belirtileri; halsizlik, bitkinlik, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtilerdir. Bu belirtiler, hastalıktan sonra birkaç gün daha devam eder.
İyileşme devresi çok uzundur. Hastalığın şiddeti yaşla birlikte artar. Genellikle herhangi bir rekürrens olmaksızın, tam olarak iyileşme sağlanır. Bazen de ağır geçerek, ileri derecede sorunlara yol açar.
Yayılması, dışkı ve ağız yoluyla olur. Dışkının ortadan kaldırılmasını sağlayan kanalizasyon sistemi ve tuvaletten sonra elleri yıkama alışkanlığının olmaması hastalığın yayılmasını kolaylaştırır. Klorsuz su içme, bu hastalığın yayılmasını sağlar.
Bulaşıcı sarılığın enjeksiyonla yayıldığı bilinmektedir. Yakın kişisel temasla da bulaşabileceğini gösteren belirtiler bulunmaktadır. Bu etkenin de dışkı ile bulaştığını ileri süren görüşler varsa da kesin olarak belirlenmemiştir.

Bu hastalıklardan korunmak için;
     Sular klorlanmalı veya kaynatılarak içilmelidir,
     Sebze ve meyveler temiz su ile çok iyi yıkanmalıdır,
     Tuvaletler sağlığa uygun biçimde yapılmalı,
     Hastanın kullandığı eşyalar kaynatılıp dezenfekte edilmelidir,
     Eller yemeklerden önce bolsu ve sabunla yıkanmalıdır,
     Hasta, sağlıklı kişilerden ayrılmalıdır.

3.HASTALIK TAŞIYICI CANLILARLA BULAŞAN HASTALIKLAR

a-Sıtma
Anofel denilen sivrisineklerin aracılığıyla bulaşır.
Sivrisinekler, sıtmalı bir kişiye iğnesini batırıp onun kanını emdikten sonra, sağlıklı bir insanın kanını emerse, sıtma mikropları sağlıklı kişiye geçer.

Sıtmadan korunmak için;
     Bataklıklar kurutulmalıdır,
     Su birikintileri ilaçlanmalıdır.

b-Kuduz
Merkezi sinir sistemini ağır şekilde etkisi altında tutan, insanlara, hayvanlardan geçen bir hastalıktır. Günümüzde bile ölümlere sebep olmaktadır. Etkeni, “Rhabdovirus” lar grubundan olan bir RNA’ lı virüstür. Bu virüs, kuduz hayvanların salyasında bulunur ve genellikle ısırılma suretiyle bulaşır.
Hastalığın kuluçka süresi, 8 yıldan 2 yıla kadar değişebilir. Fakat ortalama 40 gündür. Bu esnada, kuduz aşısı veya anti serumu yapılırsa, hastalık belirti vermeden önlenebilir. Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra aşıdan fayda beklenemez.
Belirtileri; ateş, baş ağrısı, kaşıntı, halsizlik, bir takım ağrılar, kusma, öksürük, içine kapanma, korku, çeşitli yüz mimiklerinde değişme, hırçınlaşma…. gibi belirtilerdir. Daha sonra huzursuzluk, beş duyuya ait hayaller, kavgacılık, hava akımından, parlak ışıktan, sudan ve görmekten korkma gibi belirtiler gelişir.
Salyasını yutamayan hastanın ağzı köpürür ve sonuçta felçten ölür.

Kuduzdan korunmak için;
     Kuduz kuşkusu olan hayvanlara yaklaşılmamalıdır,
     Hayvanlar ısırırsa, hemen aşı olunmalıdır.

c-Veba
Farelerin ısırması ile insanlara bulaşan vebanın, vücuda giren bakteriler veren başlıca iki tipi vardır. Bunlar; hıyarcıklı veba ve akciğer vebasıdır.
Titreme, yüksek ateş, kusma, baş ve kas ağrıları gibi belirtilerle başlayan hıyarcıklı vebada, kasıklardaki ve koltuk altlarındaki lenf düğümleri iltihaplanarak şişer. Hıyarcıklı veba denmesinin nedeni işte bu şişliklerdir.
Zamanında önlem alınmazsa akciğer vebasına dönüşebilir.
Bakterilerin ya doğrudan doğruya ya da lenf düğümlerinden kana geçerek akciğerlere yerleşmesiyle gelişen akciğer vebası, zatürre belirtileri veren çok ağır bir hastalıktır. Akciğerler kanı oksijenleme görevini yapamadığı için, derisinin rengi iyice kararıp koyu maviye dönen hasta 3-4 gün içinde ölür. Eğer bakteriler kana karışıp bütün vücuda yayılırsa, kan zehirlenmesi (septisemi) nedeniyle hasta sadece bir gün içinde ölebilir.

ç-Tifüs
Bitle geçen, vücutta pembe lekelerle beliren, ateşli ve tehlikeli bir hastalık olan tifüsün mikrobu, vücut bitinin taşıdığı bir riketsiya’dır.
Hastalığın başlangıcı genellikle anidir. Belirtileri; yüksek ateş, bel ve baş ağrıları, anjin, konjonktivit, burun kanaması ve çırpınma gibi belirtilerdir.
Hastalık yerleştikten sonra özellikle dalgınlık ve az çok koyu kırmızı sayısız küçük lekenin meydana getirdiği genel döküntü görülür.
Tifüsten korunmanın tek yolu temizliktir.

4.DOKUNMA VE EŞYALARLA BULAŞAN HASTALIKLARDAN KORUNMA

a-Uyuz
Cilt hastalığıdır.
Uyuz;
Hastanın giysilerini giymekle,yatağında yatmakla ve deri temasıyla bulaşır.

b-Mantar Hastalığı
Bir tür deri hastalığıdır. Sıcak ve nemli ortamları sever.
Mantar hastalığı;
Ayak parmakları arasında, koltuk altlarında,saçlı deride görülür.
Mantar hastalığı ortak kullanılan;
Ayakkabı, terlik, çorap gibi giysilerle bulaşır.

c-Trahom
Göz hastalığıdır. Tedavi edilmezse kişiyi kör edebilir.
Trahom, hasta kişinin havlu ve eşyalarını kullanmakla bulaşır.

Trahom’dan korunmak için;
     Temiz olunmalıdır,
     Eşyalar ortak kullanılmamalıdır,
     Hastalar hemen tedavi edilmelidir.

AIDS

“Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Hastalığı” anlamına gelen kelimelerinin baş harflerinden oluşan HIV virüsünün bulaşmasıyla meydana gelir.
Afrika’da bu virüsü taşıyan bir maymun türünden dünyaya yayıldığı bilinmektedir.
AIDS’in belirtileri; nedeni bilinmeyen ateş, gece terlemeleri, kısa sürede kilo kaybı, kuvvetsizlik, halsizlik, kuru ve devamlı öksürük, özellikle ağızdaki mantar enfeksiyonu, deri döküntüleri, morumsu veya renksiz lekeler, bağırsak bozuklukları, menenjit, düşünmede durgunluğun olması…..vb.’dir.
AIDS, cinsel ilişki ile, AIDS’li bir kanın, başka bir hastaya nakledilmesiyle, Berber makasları, ustura, tırnak makası, saç fırçasıyla, Uyuşturucu kullananların aynı enjektörü kullanmaları ile bulaşan bir hastalıktır. Şu ana kadar AIDS’ in, öksürük, öpücük, yemek kapları, el sıkışma ve giysilerle bulaştığı tespit edilememiştir.

AIDS’ten korunmak için;
     Yabancılarla cinsel ilişkiye girilmemelidir,
     Kan almada veya vermede kan testini yaptırılmalıdır,
     Yurt dışından yeni gelmiş ve uzun süre geldikleri ülkelerde kalmış olanlar,
AIDS taramasından geçirilmelidir,
     Fuhuş yuvalarını kapatılmalı, gizli olanlar da takibe alınmalıdır,
     Kullanılan enjektörler mutlaka bir kez kullanıp atılmalıdır, ( disposıbıl ).
     Halka tek eşliliğin faydaları anlatılmalıdır,
     Uyuşturucu maddelerle ilgili, gençlere dini ve tıbbi eğitimler verilmelidir.

HEPATİT B
Hepatit B sarılığın bir çeşididir.
Hepatit yapan virüslerin başlıcaları Hepatit A, B, C, D, E olmak üzere CMV ve Epstaine Barr virüslerdir. Bunlardan Hepatit B virüsü ülkemizde yaygınlığı, nadir de olsa siroz, karaciğer kanseri gibi çok ciddi hastalıklara yol açması ve aşısının mevcut olması nedeniyle özellikle önemlidir.
Hepatit B virüsü, kan ve vücut salgıları (meni, tükrük, vaginal salgıları, ter, göz yaşı) ile temas sonucu yayılır. Yayılımda en önemli etken kandır. HBV bulaşma yolları; anneden bebeğe, doğum sırasında (Bulaşma doğumda veya hemen sonrasında nadir durumlarda rahim içindeyken olur.) virüs bulaşmış iğne ve diğer tıbbi cerrahi malzemelerle, cinsel ilişki ile, kan nakli ile (transfüzyon) dövme yaptırırken kullanılan iğneler ile özellikle kalabalık ve hijyenik standartların düşük olduğu yerlerde yakın aile ilişkisi ile bulaşma riski artmaktadır.
Hepatit B virüsü vücuda girdikten sonra uzun bir kuluçka dönemi vardır (40-180 gün). Hastalığa ait erken belirtiler baş ağrısı, ateş, yorgunluk, halsizlik, kırıklık, iştahsızlık, bulantı,kusma, karın ağrısı ve bazen üşüme şeklinde görülür. Virüs başlıca karaciğeri etkiler, iltihap ve nekroza yol açar. Bu belirtiler bazı hastalarda sarılıkla beraber görülebildiği gibi bazılarında sarılık görülmez.

Hepatit B’den korunmak için;
     Test edilmiş kan kullanılmalıdır,
     Kullanılmış enjektörlerle iğne yaptırılmamalıdır,
     Hepatit B aşısı yaptırılmalıdır,
     Güvenli cinsel ilişki ve tek eşlilik kurallarına uylmalıdır.

TÜM BULAŞICI HASTALIKLARDAN KORUNMA YOLLARI
     Yeterli ve dengeli beslenilmelidir,
     Zamanında aşılanılmalıdır,
     Temiz olunmalıdır,
     Yiyecek ve içeceklerin temizliğine dikkat edilmelidir,
     Sağlıklı konutlarda oturulmalıdır,
     Hastalar, sağlam kişilerden ayrılmalıdır,
     Doktorların verdiği ilaçlar, düzenli ve zamanında kullanılmalıdır,
     Salgın hastalıklar, sağlık kuruluşlarına bildirilmelidir,
     Çöpler sağlığa uygun biçimde toplanmalı ve yok edilmelidir,
     Tuvaletlerin sağlık koşullarına uygun olmasına özen gösterilmelidir,
     Karasinek, sivrisinek ve fare gibi hastalık taşıyıcı hayvanlarla savaşılmalıdır,
     Kan alıp vermede dikkatli olunmalıdır,
     Makas, ustura… gibi aletlerin dezenfekte olmasına dikkat edilmelidir.

Doğru yerdesiniz...
gelisenbeyin.net'tesiniz...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz