gelisenbeyin.net Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Eğitim Dünyası > Sağlık Köşesi
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Beyin gelişmesi

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Beyin gelişmesi
    Gönderim Zamanı: 17-Ağustos-2010 Saat 13:05
Beynin Gelişimi ve Özellikleri

Beynin yapısı ve gelişimi üzerindeki çalışmalar çok gerilere gitmemektedir. İlk çalışmalarda uzmanlar, hafıza kaybı, cücelik, felç gibi hastalıklardan ölen kişilerin beyinlerinden aldıkları kesitlerde incelemeler yapmışlar ve beynin hangi bölümlerinin hangi görevleri üstlendiklerini bulmuşlardır. Çalışmalar, parçalanan hasta beynin, sağlıklı olanla karşılaştırılması esasına dayanmaktadır. Özel laboratuvarların ve tekniklerin son yıllarda gelişmesiyle, beyin üzerinde somut deneyler yapılmaya başlanmış, zihinlerde çözümü bekleyen birçok sorunun cevabı verilmiştir.İlk ipuçları, hastalıklı beyinlerin hastalıkları nedeniyle geçirdikleri ruhsal değişikliklerini gözlemleyerek elde edilmiştir.
Beyin, merkezi sinir sisteminin en önemli bölümü olarak, kafatasının içinde saklı bulunur. Böylelikle de dış koşullardan ve darbelerden korunmuş olur.Evrimsel gelişimi itibariyle beynin en eski bölümü, diğer bölümler tarafından neredeyse tamamen örtülmüş olan ana beyin dir.
Her canlı türünün ortaya koyduğu, kendine özgü tepkileri mevcuttur.Bu tepkiler canlıların gelişimi ile orantılı olarak karmaşıklaşır ve alternatiflerini doğurur.En basiti; bir salyangozun antenlerine dokunduğumuz zaman, hayvanın derhal antenlerini içeri çekmesi, birkaç saniye sonra da eski konumuna getirmesidir. Bunu her tekrarlayışımızda aynı tepkiyi verecektir; üretebileceği bir alternatifi olmayacaktır.Aynı deneyi gelişmişlik düzeyi daha üst sınıfta olan bir canlı üzerinde denediğimiz zaman, farklı sonuçlarla karşılaşmamız mümkündür. İlkinde muhtemelen kendini korur,tekrarı halinde ise herhangi bir şekilde bizi etkisiz hale getirmeye çalışır ya da kendini oradan uzaklaştırır. Bu durum salyangoz deneyinden çok farklı neticelerin ortaya çıkması olarakdeğerlendirilebilir.
Davranış dediğimiz şey aslında, temelde programlanmış, yeme, içme, çiftleşme, kaçma ve uyku gibi özelliklerden meydana gelir. İlkel canlılarda içgüdü olarak isimlendirilen davranışlar, belli işaretler yaratılmasıyla start alacak, tıpkı bilgisayar programı gibi otomatik davranışlar ortaya konacaktır.İştebu hoşlanılan ve hoşlanılmayan duygulardan oluşan değerler, o canlıda Temel bilinç alanının doğmasına neden olur.Hemen insanın aklına, bu temel bilinç alanı, beynin neresinde yer alır? sorusu geliyor
Evrimsel gelişim içinde yükselerek gelişen hayvanların beyinleri incelendiğinde, beynin evrimleşmesi ile birlikte eylemlere duyguları katma ilkesinin de artan oranda başarıldığı görülmektedir.Duyguların işe karışmaları öylesine gelişmiştir ki, sonuçta duygular özelliklerini değiştirmiş ve geliştirmiştir. Bilinç haline gelen duygular, insanlarda, düşünmek, planlamak, kıyaslamak, fikir üretip geliştirmek, karar vermek, gözlemleyip sonuç çıkarmak gibi son derece karmaşık işlemlerin gerçekleştirilebilmesine yardımcı olur.
Duygusal hayatımızın en eski kökü, koklama duyusuna dayanırya da diğer bir deyişle kokuyu alıp inceleyen, koku lobudur. Koku lobundan, duyguya yol açan eski merkezler gelişmeye başlayıp beyin sapının baş kısmını çevreleyecek kadar genişledi. Kokuların büyük ölçüde hatırlatma gücüne sahip oldukları bilinir.Örneğin, bazı anahtar kokular, kişilerin çocukluğundaki birçok olayın yeniden hatırlanmasını sağlar. Bundan başka beyindeki nöronlar arasında yeni bağlantıların kurulması ile oluşan beyin ağı, daha önceden depolanmış bilgilerle bağlantı kurulup yeni çıkarımların ortaya konmasını sağlar. Birtakım yeni düşünce ve duyguların oluşması ve bunların farkına varmak da insanda benlik bilincinin hissedilmesi sonucunu doğurur.
Beynin isimlendirilmiş bölümlerinin görev ve fonksiyonları hakkındaki bilgiler de şöyle:
Ensemizin arkasına denk gelen bölgede beynimizin, beyincik (küçük beyin) adı verilen bölümü yer alır. Bütün istemli ve istemdışı (otomatik) kas hareketlerinin koordine edilmesinden sorumludur. Motorik düzenleme ve denge merkezidir.Vücudun duruşu ile iskelet kaslarının kasılma derecesini düzenler.Duyu organlarından gelen tüm impulslar ve büyük beyinden gelen tüm emirler, beyinciktetoplanır.Emirleri ve impulslari koordine eden beyincik, sonucu kaslara iletir.
Acı, sıcaklık ve belirli diğer duyusal değişiklikler (impulslar) talamus içersinde duyu olarak benlik kazanır.Gelen uyarıların iyi kötü olarak değerlendirilebilmesi için beyin korteks (dış beyin) inin ilgili merkezlerine iletilir. Buraya ulaşan yüzlerce uyarı arasından hangisine konsantre olabileceğimizi saptar.Korku ve sevinç duygularının algılanması da talamusta olmaktadır.
Talamusun altında yer alan hipotalamus bölümü, vücut sıcaklığı, su dengesi, iştah, karbonhidrat ve yağ metabolizması, uyku, vücut ağırlığı ve heyecan mekanizmalarından sorumludur.Bu bölümde oluşacak en ufak aksaklık, direkt ölümle sonuçlanır.
Hipotalamusun görevini yerine getirmedeki en büyük yardımcısı, hipofizdir.Hemen hemen tüm hormonal dengeyi yönetir. Cinsel tavır ile cinsel davranışları belirler. Ayrıca tiroid, sindirim organları ve cinsel organların çalışmalarını yönlendirir. Stres reaksiyonlarının bir bölümünün yönetilmesi, etkilerinin saptanması ve gri beyin hücrelerine (korteks=dış beyin) yollanması da hipofizin görevleri arasındadır.
Epifiz talamusun üst yüzeyinde, yuvarlak yapılı bir bezdir. Beyin yarım kürelerinin arasında yer alır.Epifiz salgısı yumurtalıkların işlevlerini ya doğrudan doğruya ya da hipofiz üzerindeki etkisi nedeniyle dolaylı olarak etkiler. Bu salgı, yumurtalıkların çalışmasını durdurucu niteliktedir. Ayrıca, insanın günlük yaşam ritmini ayarlar, gece ve gündüze, ışık değişimlerine karşı tepki gösterir.
Üstten baktığımız zaman, beynin, ortasından derin bir yarıkla ikiye ayrılmış olduğunu görürüz. Biri diğerinin simetrisi görünümündeki bu iki lob Corpus Callosum=Nasırlı cisim) adı verilen bir köprü ile bağlanmıştır. Beynin iki loblu yapısının izdüşümü, morfolojik yapıda da gözlenmektedir. İki gözümüz, iki kulağımız, iki bacağımız ve kolumuz vardır. Bunların bütün işlevlerini koordine eden iki hareketli merkez vardır. Yürümek, tutmak ve çiğnemek gibi hareketleri yönlendiren bu merkezlerin yanı sıra beyinde, kasların dokunma ve eklem yerlerinin şekil alma duyarlılıklarını yöneten iki de duyumsal merkez bulunmaktadır. Korteksimizde (Üst beyin) yine buna benzer biçimde iki görme ve işitme merkezimiz vardır. İşitme merkezini ele alalım: Sağ ve sol lobda birer işitme merkezi bulunur. İlginç bir nokta, gürültü ve müzik sağ yarım küredeki işitme merkezince daha iyi değerlendirilmekte, buna karşılık soldaki merkezde, konuşma, anlatma ve açıklama gibi vasıflar daha başarılı olarak algılanıp, gerçekleştirilmektedir. Görme merkezimizde de bu asimetrik durum göze çarpmaktadır. Soldaki merkez daha çok yazıları (kelime ve harfleri) değerlendirirken, beynin sağ yarım küresinde yer alan görme merkezi ise, figürler, formlar (biçimler) konusunda aktif olmaktadır.Kaynakwh: Beynin Gelişimi ve Özellikleri
Bedenimizin sağ ve sol tarafındaki bazı organlar, beynin kendisine göre ters olan bölümü tarafından yönetilirler.
Temel Bilinç Alanı nın beyinde bir merkezi var mı? sorusuna gelelim. Beyinle ilgilenen bilim adamları, beyinde bu yönde bir merkezin olmadığı düşüncesindeler. Pribram için hologram ile beynin işleyiş biçimi arasında benzerlik çok çarpıcı idi. O, hatıraların, beynin içinde belirli bir bölgede yerleşik bulunamayacağı, hologram prensibine uygun şekilde homojen dağılarak snapslara yazılacağı görüşündeydi.
İndiana Üniversitesinde bu kurama inanmayan ve öfkeyle karşı çıkan biyolog Paul Pietschnin deneyleri Pribramı doğrular nitelikteydi. Deneylerinde semenderi denek olarak kullanan Pietsch, beyni çıkartılmış bir semenderin ölmediğini biliyordu. Semender beyni dışarda olduğu süre içinde baygın yatıyor, ama beyni yerine konduktan sonra hemen normale dönebiliyordu. Pietsch eğer semenderin beslenme davranışı beynimizin içindeki belirli herhangi bir merkezden yönetilmiyorsa,mantıksal olarak beynin yerleştirilme biçiminin hiçbir önemi olmayacağını düşünüyordu. Eğer bir sorun yaratacaksa, Pribramın kuramının yanlış olduğu ortaya çıkacaktı. Pietsch, semenderin beyninin sağ ve sol yarımkürelerinin yerlerini değiştirdi, ama büyük bir şaşkınlıkla semenderin normalbeslenme davranışlarına kısa bir sürede döndüğünü gözlemledi. Başka bir semenderin beynini baş aşağı yerleştirdi. İyileşince onun da normal biçimde beslenmekte olduğunu gördü. 700e yakın deneğin beyinlerini dilimledi,fiskeledi,ameliyatla çeşitli bölümlerini aldı; ama sonuç hiç değişmedi. Bu deneylerdeki bulgular, Pietschi Pribrama inanmış hale getirdi.
Bu yüzden, beynin birçok merkezinin yerini kesin olarak bilmek ve tanımlamak mümkün olamamaktadır.Beyne gelen impulslar, enformasyonlar ve bilgiler, o bilgi türü için görevli merkezlerce algılanır. Daha sonra snaptik bağlantılardan yararlanarak, bütün yüzeyine yayılır ve aynı anda değişik yerlerde saklanır.Kaynakwh: Beynin Gelişimi ve Özellikleri
Beyin bir halogramdır. Beynin işleyiş yasaları, tek boyutlu ve nedenselliğe dayalı bir mantıkla kavranılmayacak derece komplekstir. Onu anlayabilmek için yeni sibernetik yasalara gerek duymaktayız.
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 17-Ağustos-2010 Saat 13:05
- Beynin 3 düşmanı!
Beynin 3 düşmanı! California Üniversitesi’nden bilim adamı Daniel Amen, Amerika’da best seller olan kitabında kafein alkol ve sigaranın beyne...
- Beynin Sırları
İnsan beyni hiç bir bilgisayarla karşılaştırılmayacak kadar karmaşık ve üstün bir sisteme sahiptir. Beynin içine derinlemesine girildikçe, bizim...
- Beynin erkek mi kız mı?
Erkek ve kadın beyinleri, temel fonksiyonlar açısından bir hayli benzer olsa da bilim dünyasındaki yaygın teoriler, erkek beyninin daha ziyade analiz...
- beynin sağ-sol çakışması :D

- Beynin Yaşlanması
Yaşlandıkça belleğimiz ve dikkatimizi toplama yeteneğimiz gözle görülür biçimde geriliyor. Gerçi alzheimer gibi hastalıklar nöronların ölümüne neden...
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 17-Ağustos-2010 Saat 13:07
Bebeğinizin Beyin Gelişimi
Son yıllarda teknolojideki ilerleme ile birlikte insan beyni ile ilgili şaşırtıcı gerçekler ortaya çıkmaya başladı. PET scan (positron-emision tomografi) adlı teknoloji ile bilim adamları beyinin faaliyetlerini görmeye ve ölçmeye başladılar.

Eskiden beyin gelişiminin genetik faktörlere bağlı olduğu, dışarıdan yapılacak müdahalelerin beyin gelişiminde fazla rol oynayamayacağı düşünülürdü. Ancak son zamanlarda bilim adamları arasındaki yaygın kanıya göre çevre faktörü beyin gelişiminde olumlu veya olumsuz yönde çok önemli bir rol oynamaktadır.

5 aylık fetus 5 duyunun duymak ve dokunmak olmak üzere ikisine sahip olur. Küçücük kafasında her dakika 50.000 yeni hücre oluşmaktadır. Beyin öyle hızlı gelişmektedir ki 6. ayda hızla büyüyen beyin kabuğu kafatasına sığmak için kıvrımlar oluşturmaya başlar. 7. ayda fetus beyni tüm yaşamı boyunca sahip olacağı 100 milyar beyin hücresinin hemen tamamını oluşturmuştur.

Her bebek düşünme, görme, duygu gibi beyin fonksiyonlarından sorumlu yaklaşık 100 milyar sinir hücresi ile doğar. Hayatın ilerleyen dönemlerinde ise bu doğuştan gelen 100 milyar sinir hücresinin üzerine yenileri üretilmemektedir.

Sinir hücreleri sinaps adı verilen küçücük boşluklarla birbirlerine bağlanırlar ve beynin çeşitli fonksiyonlarını yerine getiren kümeler oluştururlar.Doğumdan sonraki ilk sekiz ay boyunca sinir hücreleri arasında bağ oluşumu şaşırtıcı derecede hızlıdır. Sekiz ayın sonunda yaklaşık 1000 tirilyon sinaps oluşmuştur. Bu sinapsların günlük yaşamdaki ihtiyaclara ve uyaranlara bağlı olarak bir kısmı korunur, kullanılmayanlar ise zamanla kaybolur ve çocuk 10 yaşlarına geldiğinde sinaps sayısı erişkinlerdeki seviyesine ( 500 tirilyon) iner.

Yaşamın ilk aylarında oluşan bu bağlantılar bebeğe dışarıdan gelen uyaranlarla güçlendirilmekte ve kalıcı hale getirilmektedir. Bu uyaranları verenler de çoğunlukla bebeğin anne baba ve yakın çevresi ile bakımında yardımcı olan kişilerdir.

Görme ve konuşma yeteneğini oluşturan beyin sistemleri çok erken dönemlerde şekillenmektedir.(ilk 8 ay) Araştırmalar bebeğin doğumundan hemen sonraki erken dönemlerden başlamak üzere gördüğü ve duyduğu tüm olayların ileriki dönemlerde kendi görüş ve konuşma yetenekleri üzerinde derin bir etki bıraktığını ve şekillendirdiğini göstermektedir.

Öğrenme yeteneği 3-10 yaşları arasında en üst seviyelere ulaşır ancak ömür boyu devam eder.

10-18 ay arasında bebeğin duyguları gelişmektedir. Duygular uzun vadeli bellek ile yakından ilişkilidir.

İlk 10 yıl boyunca müzik, dil eğitimi ve diğer ömür boyu sürecek yetenekler öğrenilmektedir.

Burada kısaca beyinin bölümlerinden de söz etmemiz gerekirse:

Serebral Kortex: Beyinin yüzeyindeki ince kabuktur.
Oksipital Lob:Kafanın arka tarafında yer alır ve görme işlevi ile ilgilidir.
Temporal Lob:Tabanda yer alır. Duyma, konuşma ve dil gelişimi ile ilgilidir.
Parietal Lob:Yanlarda yer alır.Duyusal uyaranlar ile ilgilidir.
Frontal Lob:Alın kısmında yer alır. Konuları değerlendirme ve problem çözme işlevi burada yapılır.Kaynakwh: Bebeğinizin Beyin Gelişimi
Limbik Sistem: Duygular ve uzun vadeli belleği kontrol eder.
Beyincik:Otomatik hareketleri ve dengeyi kontrol eder.

Tüm bu gelişme sürecinde bebeğin çevresi ve yaşam koşulları önemli rol oynamaktadır. Evdeki sıcak ilişkiler ve mutlu ortam beyin gelişiminde olumlu rol oynayacak, bunun tersi olarak gergin ortam ise olumsuz bir rol oynayacaktır.

Bebeğin ebeveynlerinin ve bakımından sorumlu olan kişilerin beyin gelişiminde rol oynayacakları kaçınılmazdır. Bu sebeple aşağıda dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta verilmiştir.

Sıcak ve sevecen olmalısınız: Çocuklar ilişkilerinde duygusaldırlar.Bebeğinize sevgi ile yaklaştığınız takdirde sevgiyi öğrenecektir. Bebeğinize gülümseyin, onunla konuşun, ona dokunun, şarkı söyleyin. İhmal edilen bebeklerin beyinlerinin tüm bölgeleri gelişmesini tamamlayamazlar. Ayrıca özellikle ona dokunmakla beynindeki büyüme hormonu salgılanmasını arttırırsınız.Günde 3 kez onbeşer dakikalık hafif masajlar yapın. Konuşurken cildinizin birbirinize temasını sağlayın.

Bebeğinizin çıkardığı seslere, yüz ifadelerine ve hareketlerine karşı duyarlı olun. Bebekler kendilerini ifade etmek için kelimeleri kullanamazlar. Onların kendilerini ifade etme biçimi çıkardıkları sesler, yüz ifadeleri ve hareketleridir. Bunlara karşı duyarlı olup istedikleri yanıtları verdiğiniz takdirde size güvenleri artacaktır. Ağladığında rahatının kaçtığını, acıktığını anlayıp onu doyurun, güldüğünde oyun istediğini anlayıp onunla oynayın.

Bebeğinizle konuşun,hikayeler okuyun, şarkılar söyleyin. Bebeğiniz söylediklerinizin anlamını bilmese bile bu konuşma ve dil öğrenme kapasitesini arttıracaktır. Araştırmalara göre bebeğiyle sık sık konuşan annelerin bebekleri 2 yaşına geldiğinde bebekleri ile seyrek konuşan annelerin bebeklerine oranla 300 kelime daha fazla bilmektedirler. Okuma yetenekleri de gelişmektedir. Çocuğunuza resimli kitaplar okumanız ve ona resimlerde gördüklerini sormanız onun beyin gelişimine olumlu etki yapacaktır.

Belirli kalıplar ve alışkanlıklar oluşturun: Böylece çocuklar ne beklemeleri gerektiğini öğreneceklerdir. Örneğin her gün uyuma vaktinde perdeleri kapatmanız ve ninni söylemeniz onun yatağa girme vaktini öğrenmesini sağlar.Bu tür etkileşimler çocuğa ne yapması gerektiğini tahmin etmeyi öğretecektir.

Çocuğunuzun oyun oynaması, merak etmesi ve keşfetmesi için onu cesaretlendirin. Ona oyun oynarken eşlik edin ve yeni oyunlar öğretin. Biraz daha büyüdüğünde ise arkadaşları ile oynamasını, meraklarını gidermesini mümkün olduğunca engellemeyin.

Seyrettiği TV programları konusunda seçici olun: Küçük çocukların hayal ile gerçek arasındaki farkı yeni yeni öğrenmekte olduğunu unutmayın. Bazı programlar çocuğun kelime hazinesini geliştirebilir ancak bazıları da çocuğun kafasını karıştırır ve korkutur. Bu nedenle çocuğun seyrettiği programlar konusunda seçici olmalısınız. Televizyonu asla bir bebek bakıcısı gibi çocuğunuzu oyalayabilecek bir aracı olarak görmeyin.

Çocuğunuzu disiplinize edin ve bazı limitler koyun:

Çocuğunuzun ihtiyaçlarını dile getirmesine izin verin. Onu dinlerken tarafsız ve olumlu olun. Yapmasını istemediğiniz şeyleri sebepleri ile birlikte sevgi ile anlatmaya gayret gösterin. Bazı davranışlarının diğer insanları da etkileyebileceğini anlatın. Duygularını, hayal kırıklıklarını anlatmalarına yardımcı olun. Olumlu davranışlarını onaylayın. Verdiğiniz görevler de aşırıya kaçmayın.

Her bir çocuğun bir diğerinden farklı olduğunu unutmayın. Her çocuğun kendine özgü bir kişiliği vardır ve büyüme özellikleri de farklıdır. Çocuğunuzu kardeşleri veya başka çocuklarla kıyaslamayın. Kendine özgü kişiliğini yansıtmasına yardımcı olun.

Çocuğunuzu kreş veya anaokuluna vermeniz gerekiyorsa seçimde özenli olun. Bu seçim ailenin en önemli kararlarından biri olacaktır.Çünkü seçtiğiniz kuruluş çocuğunuzun erken beyin gelişiminde çok önemli rol oynayacaktır.Öncelikle çocuğunuzu vermeyi düşündüğünüz merkezi kendiniz görün, değerlendirin.Kaynakwh: Bebeğinizin Beyin Gelişimi

Son olarak kendinize de özen gösterin. Anne-baba çocuğun yaşamının en önemli parçalarıdır. Bebeğinize tüm ihtiyaçlarını ancak sizler sağlayabilirsiniz. Bu sebeple kendi sağlığınız, mutluluğunuz çok önemlidir. İyi beslenin, gerekli tıbbi kontrollerinizi zamanında yaptırın, egzersiz yapın, dinlenmenize özen gösterin, kendinize de zaman ayırın. Ancak böyle iyi ana-baba olabilirsiniz.
Yukarı Dön
gelisenbeyin Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge
gelişime dair ne varsa.. Yahya KARAKURT

Kayıt Tarihi: 01-Ocak-2006
Konum: Istanbul
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 4737
  Alıntı gelisenbeyin Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 17-Ağustos-2010 Saat 13:08
Bebeğinizin Beyin Gelişimi
- Kuantum Beyin - Bilinç-Beyin Sorununa Yeni Bilimsel Yaklaşım
Yazar: Dr. Sultan Tarlacı Sayfa sayısı: 346 ISBN: 978-605-60209-1-9 Basım tarihi: Ocak 2009 Kategori: Ezoterizm / Metafizik / Sembol ...
- Bebeğinizin sosyal davranış gelişimi
Gülümseme: 4-8 haftalıkta çocuk annesini görünce bilinçli olarak mutluluğunu gülümseyerek ifade eder. Yabancılara tepki: Küçük bebekler, alışık...
- Bebeğinizin normal gelişimi ve aşamaları
Bebeğinizin normal gelişimi ve aşamaları İlk üç ay içinde Gözleri ile hareket eden şekilleri takip edebilir, kucağa alındığında kafasını...
- > Beyin krizi : beyin damar tıkanıklığı
Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Gazi Özdemir, Türkiye’de ölüm nedenleri arasında, beyin kanaması ya da beyinde damar...
- Bebeğinizin Vücut Gelişimi
Bebeğinizin Vücut Gelişimi Bebeğiniz 1-4 aylık Bebeğinizin en hızlı değiştiği ve geliştiği dönemlerden birini yaşıyorsunuz! İlk günlerde...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz