Bilimin ve Teknolojinin Kara Yüzü

Bilimin ve Teknolojinin Kara Yüzü

KİMYASAL VE BİYOLOJİK SİLAHLAR

Kitle imha silahları olarak kimyasal ve biyolojik silahların göstermiş olduğu etkinin bugüne kadar kullanılmış diğer silahlara nazaran çok daha güçlü, hızlı olması yanı sıra, bu silahların bir o kadar da ucuz maliyetli üretim şansları günümüzde bu tür silahları en tehlikeli ve tehdit edici silahlar sınıfına sokmuştur. Bunların etkileri sadece insanlar üzerinde sınırlı kalmayıp toprak örtüsünde, hayvan ve bitkide de telafisi mümkün olmayan harabiyetler yaratır. Bu silahlar, dünyayı ve onun doğal dengesini de bozacak niteliktedir.

İnsanoğlu varoluşundan bu yana hayatta kalmak ve neslini devam ettirebilmek uğruna iki önemli unsuru yaşamında daima ön planda tutmuştur, bunlar; “beslenme” ve “savunma”’dır. Günümüzde bu iki unsur bireysellikten öte bir hal alarak ekonomik gerekçelerin yanı sıra gerek küresel ısınma ve ozon deliğindeki tahribat ve gerekse bunların doğurduğu ve ileride doğuracağı sonuçlar nedeniyle ulusal ve uluslararası öncelikli en önemli politikalar halini almıştır. Geçmişten bu yana durumlar öyle arz etmiştir ki, savunma, çoğu zaman ülkelerin gerçeğinde beslenmeden öncelikli olarak ilk sırayı almıştır. İşte bu durumda karşısındakini yok etmek uğruna insanlar, elindeki her silahı kullanma yoluna gitmiştir, o silah kendisini de yok edecek kadar tehlikeli olsa da... Kimyasal ve biyolojik silahlar da bu şekilde doğmuştur zaten. Tarih öncesi zamanlardan beri kimyasal ve biyolojik orijinli zararlı materyaller bir savaş aracı olarak kullanılmıştır. 19. yüzyıl boyunca kimya, mikrobiyoloji, gen teknolojisi, biyokimya ve biyoteknolojideki gelişmelere paralel olarak silah endüstrisindeki hızlı ve önlenemez yükseliş kimyasal ve biyolojik silahlarda kullanılan materyallerin toksik ve öldürücü etkilerini de artırmıştır. Önceleri küçük çapta ve bireysel ölümlere neden olacak tarzda kullanılan bu silahlar, bu gelişmeler sonrası büyük ve geniş çapta kitle imha silahları olarak karşımıza çıkmıştır. Bu amaç doğrultusunda bu tür silahların ilk kullanımları da Birinci Dünya Savaşı’nda gerçekleştirilmiştir. Bu durum, kimyasal ve biyolojik toksik maddelerin ve mikroorganizmaların hızlı ve etkin bir şekilde ve çok daha kısa sürede ölümcül etki gösterecek tarzda bazen gizliden gizliye bazen de açık bir şekilde önce savaşlarda ve daha sonraları da terörist amaçlı faaliyetlerde kullanılması noktasına gelmiştir. Bugün bazı ülkelerin bu tür silahları bünyesinde barındırdıkları bilinmekle birlikte, bu silahları dış tehditlere karşı savunma amaçlı olarak bulundurduklarını söylemektedirler.

Kitle imha silahları olarak kimyasal ve biyolojik silahların göstermiş olduğu etkinin bugüne kadar kullanılmış diğer silahlara nazaran çok daha güçlü, hızlı olması yanı sıra bu silahların bir o kadar da ucuz maliyetli üretim şansları günümüzde bu tür silahları en tehlikeli ve tehdit edici silahlar sınıfına sokmuş olup bunların etkileri sadece insanlar üzerinde sınırlı kalmayıp hayvan, bitki ve toprak örtüsünde de telafisi mümkün olmayan harabiyetlerden dolayı dünyayı ve onun doğal dengesini de bozacak niteliktedir.