Röportaj Örnekleri

Selahattin KARAKURT ve Yahya KARAKURT’un sorularını cevaplayan Halil KARAKURT’la sitemiz ve Karyader’le ilgili konuştuk. Güzel duyguların hakim olduğu bir atmosferde sıcak çaylarımızı yudumlarken bu röportaj bizlere büyük bir keyif verdi. Tatlı söyleşiden dolayı Halil Karakut’ta teşekkür eder, yaşantısında başarılar dileriz.
Sizin Nevşehir’de öğretmenlik yaptığınızı biliyoruz. Bunun yanında köyünüz ve derneğinizle ilgili tüm çalışmalarda gönüllü bir şekilde çalışıyorsunuz. Karakurtların dernekleşmesini (Karyader) nasıl buluyorsunuz?
—Karyader ve karakurtlar36.com sitesini birlikte ele almak gerekir.Süreç içerisinde ikisi birbirini tamamladı. Sitenin diyalog kapılarını açması ile dernekleşme ortaya çıktı. Şimdiye kadar yapılan hizmetler dernekleşmenin önemini ortaya çıkardı. Hizmet ve proje aşamasında daha çok kat edilmesi gereken yol var.
Karyaderi yeteri kadar başarılı buluyor musunuz?
—Karyader’in önünde şablon bir hedef yok. Sınırsız bir hedefi olduğu için herhangi bir sınırlamaya gitmeye gerek yok. Daha neler yapabiliriz sorusunu sürekli sorup ve beyin fırtınaları neticesinde yapılan sorulara cevap aramak gerekir.
Diğer Derneklere göre Karyader çok başarılı çalışmalar ortaya koydu. Karakurtların potansiyeline göre kıyaslandığında yeterli gözükmüyor. Bürokrasi, iş adamları, eğitimciler ve devletin her yerinde hizmet yapan kalifiyeli insanlarımız mevcuttur.
Dernek olarak somut ne adımlar atılabilir?
—Doğunun geçim kaynağı olan,hayvancılık alanında kooperatifleşmeye gidilebilir. Avrupa birliği proje destekleme fonuna başvurarak gerekli maddi desteği alarak somut adımlara geçilebilir. Bu konuyla ilgili Almanya’da yaşayan Selçuk KARAKURT’tan destek istenilebilir.
Karyader, karakurtlar36.com sitesinin gölgesinde mi kaldı?
—Karyader’in ön plana çıkması için zamana ihtiyaç var. Diğer dernek gelişimlerinin incelenmesi, site ve dernek ikisini birlikte ele almak gerekir. İletişimin gelişmediği dönemlerde insanlar dernek merkezinde buluşuyorlardı. Teknolojiyi yakın takip eden dernek üyeleri ve dostlarımız için karakurtlar36.com sitesi dernek merkezi haline gelmiştir. Derneğe bağlı olanlar sanal ortamda buluşup düşünce, projelerini ve kültürel katkılarını rahatlıkla paylaşmaktadırlar.
Sitede en çok kimler dikkatinizi çekti?
Ailede bütünleştirici rol olarak Selçuk KARAKURT önemli bir görev üstlenmiştir. Gerek siteye katkısı ve dernek çalışmalından dolayı Yahya KARAKURT’a teşekkür ederim.
Yazı olarak Muhsin abi, Muhittin abi, eğitim alanında Dr. Erkan çok güzel projelerle karşımıza çıktılar. Bilgilendirici ve genel kültüre katkısından dolayı Yusuf KARAKURT’a teşekkürlerimi iletirim.
Siteye katkıda bulunan herkese sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım. Her Paylaşım Bir Teşekkürü Hak Eder...
Son günlerde büyük ses getiren ‘’Büyük Abiler’’ hakkında düşünceleriniz nelerdir?
—Ben büyük abiler grubunun dışındayım. Karakurt ailesinin ilk okuyan kuşağında Adnan amca, Burhan amca, Mustafa amca jenerasyonunda devamında gelen Atila, Muhittin, Muhsin, İbrahim, Şevket, İbrahim,Ayhan,Ahmet, Adnan, Nesim, rahmetli Fahrettin ve Bahattin abi bu gruba girmektedir.
Son abiler kendi aralarında bir bütün oluşturamadılar. Büyük abilere olan inancımız sonsuz olup beklentimiz büyük olunca cevap veremedikleri için gençleri hayal kırıklığına uğrattılar. Altı dede grubundan gelen kişiler olduğu için bizlere rehber olma ve gençleri toparlayıcı, lider konumunda yetersiz kaldılar.
Okuma konusunda gençlere iyi örnek oldular. Gençler onların konumlarını kendilerine hedef alıp nihayetinde ulaşmak için onlardan güç aldılar. Abilerimiz meslek olarak üst konumlara geldiler fakat sosyal alanda yeterince rehberlik yapamadılar. Eğitim konusunda bizlere öncü oldular.

 

Karakurt ailesinde dedelerimiz geçmişte siyasette aktif bir şekilde rol aldılar. Günümüzdeki Karakurtlar siyasette hangi konumdalar?
—Günümüzde hatta son 50 yılda siyasi olarak bir başarı sağlamayıp, bir araya gelmediler.Bu bir eksikliktir. Bireysel davranma, aileden kopma, örgütsel bir yapılaşmaya gidilememesi gibi etkenlerinden dolayı günümüzde pasif bir siyasi yapıyla yetinmek zorunda kaldılar. Ailenin önceki dönemde siyaset damarı en üst seviyedeyken günümüzde, son yıllardaki farklılıklara odaklanıp toplumda kendini izole etme, ekonomik etkenlerden dolayı olumsuz etkilenmiştir. Altı dededen sonra her biri ayrı bir soymuş gibi yeniden yapılanmaya gitmiş, zayıf düşmüş ve cılız sesler ortaya çıkarmıştır.
Bir bütün olarak tabloya baktığınızda son zamanlardaki gelişmelerle ilgili ne düşünüyorsunuz. Mevcut oluşuma ne gibi katkılarda bulundunuz?
—Sanal ortamda köyümü ve insanlarımı görünce çok heyecanlandım. Kendi kabuğuna çekilmiş Karakurtları bir araya getirip etkili bir iletişim ortamı olacağını düşündüm. Tüm akrabaların nerede yaşadığını, ne yaptığını ve ailesi hakkında bilgi sahibi oldum. İnsanlarımla iletişim kurdukça onlara karşı sevgi ve saygım arttı.
Siteye fazla bir katkım olmasa da. Bireysel olarak konular hakkında yorum yaptım. Projeler hakkında fikir yürüttüm. Kendi alanımda coğrafi bilgiler yazdım. Sitede harika yazı yazıp siteyi renklendiren abilerimiz var. Katkılarından dolayı kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. Sitede hiçbir zaman ben kavramı olmamalı. Şimdiye kadar olduğu gibi ‘’biz’’ kavramı devamlı olmalıdır.
Köyünüzü seviyor musunuz? Çocuklarınıza köyünüzü nasıl anlatıyorsunuz?
—Benim kafamdaki düşünce ile yaşantım arasında çelişki var. Fazla gerçekçi olacağımı zannetmiyorum. Memleket aşığıyım ama görev yaptığım yer ve yaşamak istediğim yer arasında bir çelişki var. Bu çelişkide beni mutsuz ediyor. Çocuklarımın köy yaşantısı hakkında bilgi edinmesi için elimden geleni yapıyor ve onların oradaki kültürel yapıyı bilmesini istiyorum.
Köyde yaşanan son olaylar hepimizi etkiledi. Bu tür olayların bitmesi için bir öneriniz var mı?
—Köydekiler bir arada yaşıyor, biz uzaktayız.İki kutuplaşma var neticede hoş olmayan olaylar yaşandı.Devamlı yaşam ve barış ortamının sağlanması gerekir. Köyümüze sonradan yerleşenler eğitim açısından yetersiz kalması Karakurtlara ayak uyduramaması neticesinde kendince yeni yasalar çıkarması. Dünyanın hiçbir yerinde kimse toprağını başkasına peşkeş çekmez ve vermez. Olayın çözümü için diğer grubun isteklerinden vazgeçmesi gerekir.
Köyde en çok hoşunuza giden bir yer var mı?
—Gırnavuk’un gönlümde farklı bir yeri var. Suyunun fazla olması sebze ve meyvenin iyi yetişmesi, Aras nehrinin oradan geçmesi oraya ayrı bir tat vermiştir. Orada bir yazlığımın olmasını isterdim.
Köyünde unutamadığın bir yer ve orada geçen bir anınız var mı?
—Aslında köyün her karış toprağında farklı anımız vardır.
Özellikle ot biçerken zaman kaybetmemek için çayırları erken biçme ve geç saatlere kadar çalışır daha sonra orada bulunan mağarada yatardık. Mağara güneyde olduğu için gün boyu güneş alırdı. İşten sonra mağaraya gittiğimizde ısınan taşlardan dolayı sıcak bir hava yüzümüze doğru gelirdi. Buz gibi çeşmeden suyu bidona doldurur mağaraya getirirdik. Mağarada çayı demledikten sonra sıcak olan çay, sıcak mağara ve yorgunlukla birleşince o çayı yudumlamak harika bir duyguydu.
Gençlere bir öneriniz var mı?
—Daha genç yaşta bol kitap okumalarını, ileriki yaşlarda daha güzel yerlere gelmeleri için planlı bir şekilde lise ve üniversiteye hazırlanmalarını istiyorum. Ekonomik bağımsızlığını kazanmaları için daha çok çalışmaları gerekir. Kendi kültürel tarihlerini bilmeli, hedefi olan bilinçli bireyler olmalarını diliyorum.
Çok keyif aldığımız bir röportaj yaptık. Site takipçisi ve akrabalarımıza neler söylemek istersiniz?
—Benim içinde keyifli bir sohbetti.
Bu site akrabalar arasında birleştirici bir rol almıştır. Bundan sonrada aynı şekilde yoluna devam etmesini diliyorum. İnşallah bundan sonra akrabalar arasındaki diyalog daha da artar. Sonsuz birlikteliklere vesile olacaktır.
Site aracılığıyla herkese saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.

SÖNMEZ KARAKURT’LA RÖPORTAJ
Yahya KARAKURT’un sorularını cevaplayan Sönmez KARAKURT’la sitemiz, gazetecilik, Karyader ve kitaplarıyla ilgili konuştuk.Bize kendinizi tanıtır mısınız?
1970 yılında Sarıkamış’ta doğdum. 74 yılına kadar Sarıkamış’ta yaşadım. Babamın memuriyetinden dolayı İstanbul’a geldim. Daha sonra hep İstanbul’da yaşadım. İlk, ortaokul ve liseyi Haznedar’da okudum. Maliye Meslek Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden mezun oldum. Kendimi bildim bileli hep çizerdim. Abimle beraber çizerdik. Gırgır dergisi alır beraber incelerdik. Ben abime baka baka çeşitli denemeler yaparak karikatürler çizmeye başladım. Zamanla çizgiyle olan bağım arttı ve hayat beni bu yöne iteledi. Annem çocukken Oğuz Aral’ın yanına götürürdü. Gırgır dergisine gittiğimizde Oğuz Aral bizimle çok ilgilenirdi. Bu alanda uzmanlaşmam gerektiği yönünde beni etkiledi. İktisatla uğraşırken bu alanın bana uygun olmadığını anladım. İçimdeki çocuk sürekli çizim yapmamı istiyordu. Yaklaşık 17- 18 yıldır karikatürcülükle uğraşıp, karikatürle para kazanıyorum.
Babanızım mesleğinden dolayı mı? Maliyeyi okudunuz.
Evet, babam maliyeci olduğu için benimde maliyeci olmamı isterdi. Orta öğretimimi düz lisede okumak istiyordum, sonra babam beni ikna edip maliye lisesine yerleştirdi. Maliyeci olmamı arzuluyordu. Emekli sandığı mensubu olmamı istiyordu. Fakat benim içimde hiçbir zaman böyle bir duygu yoktu. Babamın bana dediklerini yaptım, uygulamaya çalıştım. Akademiye gitmek istedim olmadı. Belli bir olgunluktan sonra ipler bana geçince bende yapmak istediğim, çizime devam ettim. Garantili bir iş değil aynı zamanda riskli bir iş ama yapabildiğim bir iş bu.
Üniversitede iktisat bölümünü bıraktınız mı?
Üniversite de iktisat bölümünden mezun oldum. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesini okumadım. Çizim ve mizah konusunda kendi kendimi yetiştirdim. Çizimde kendimi geliştirince mizah dergilerinde işe başladım. Önce Gırgır dergisinde amatör olarak çalıştım. Oğuz Aral’ın Avni ve Gırgır dergisinde para kazanmaya başladım. Çizgi roman çizdim, derken dergilerden, Sabah gazetesine çizmeye başladım. Gazetede illüstratör ve grafiker olarak çalıştım. Uzun bir süre bu şekilde devam etti.
Sabah gazetesinde Salih Memecan bizim müdürümüzdü. Karikatür çizmeye devam ederken, Salih Memecan; ‘’ Gazetede bir köşe yapıp, günlük karikatür çizelim.’’ fikrini bana iletti. Daha sonra gazetenin dördüncü sayfasında yaklaşık iki sene boyunca karikatür çizdim. Bölümün adı Estanteneler’di. Hayattan gözlemler ve hayatın ince detaylarını konularıma işledim. Servet Gürbüz adlı karikatürcü arkadaşım vardı. ‘’Neden bir tip yaratmayalım’’ dedi. Sonra Genco adında bir karakter yarattık. Klasik Anadolu’dan şehre göçmüş bir genç, ailesiyle yaşıyor. Genco’nun hikayelerini ,komik ilişkilerini anlatıyordu.
Sonra Penguen dergisine götürdüm. Penguen dergisi Genco’nun çizimini istediler. Yaklaşık 2-3 sene onu çizdik. Daha sonra kendi başıma yeni bir dergi olan Ortam’da çalıştım. Köken olarak aynı farklı çizimler çizmeye başladım. Bu çizimler uzun süre devam etti. Sabah gazetesi grubuna bağlı Para diye bir ekonomi dergisi var. O dergide illüstratörlüğünü (resimleyici) de yapıyorum. Dergide artistik görsel düzenlemelerini yapıyorum. Sigortalı iş olarak burada çalışıyorum. Günümüz şartlarında gemimi yürütmeye çalışıyorum.
Biraz daha geriye dönecek olursak. Karikatüre başlamanızın sebebi evdekilerin ilgisi mi , yani ağabeylerinizin eve getirdiği dergiler mi?
Evdekilerin, abilerimin karikatürle ilgilenmeleriydi. Bende uzaktan uzağa ağabeylerimi izlerdim. Kafam, ne fiziğe ne de matematiğe çalışıyordu. Bu konuda oldukça meraklıydım ve güzelde çiziyordum. Bizimde sülaleden gelen bir yetenek var. Babaannem Zennure, (Hacı Rızanın karısı) o da kilimler yapar desen tasarımları konusunda oldukça başarılıydı. Sanırım ondan aldığımız bir gen beni etkiledi. Değilse bile kendiliğinden ortaya çıkmışta olabilir. Tek yapabildiğim iş bu, başka bir şeyi de kıvıramazdım. Yazı konusunda da fena değilimdir. Gözlem konusunda oldukça başarılıyım. Edebiyatla fazla uğraşmam, fazla kitap okumasam da İyi bir gözlemciyimdir.
Tiplemelerinizi yaratırken mesela Genconun yalan dünyasını, Estanteneleri yaparken, Genco’nun yalan dünyası bir senaryo gibi uzun süre (sanırım2-3 yıl gibi) sonrasında mutlu sonla bitiyor. Önceden düşünerek mi yapıyorsunuz yoksa yürüyorken ona yön mü veriyorsunuz?
Pek mutlu son değildiydi. Yürürken yön veriyoruz aslında hep hüsranla bitiyor. Hüsranla bitmesi gerekiyor. Benim kafamda hep hüsran var ama okuyucular hep istiyor ki sonu iyi olsun. Bana kalırsa durmadan madara etmek isterim. Gerçekten kopmak istemem. Ama insanlar kendilerini bu çizdiğim tiplemeler yerine koyuyorlar. İstiyorlar ki bu kadar ezilmesin. Daha iyi bir durumda olsun. Mecburen bende iyileştirmek için kasıyorum. Açıkçası içimden geleni yapamıyorum. İyi olsun temennileri, sonucu ister istemez etkiliyor.
Konu bulmak yâ da malzeme toplamak için dışarıda dolaştığınız oluyor mu? Malzeme toplamak için çaba gösteriyor musunuz? Bir söyleşide ben malzemeyi genelde arkadaş ortamında buluyorum demişsiniz. Konuşurken bir anda bunu çizebilirim diye düşünüyor musunuz?
İlk başta öyleydi. Arkadaş ortamında konuştuğumuz mevzuları ele aldım. Konuyu ele alırken başkaları da bunları duysa güler dediğim şeyleri çizmeye çalıştım. Benim dikkat ettiğim detaylara başkaları da dikkat ediyor mu başkaları da varsa ki eminim vardır. Bu onlara da komik gelebilir diye düşünüyorum. Bu tür çalışmalar tabi ki zaman geçtikçe yakıt tükeniyor. Depoda malzeme kalmayınca dışarıya çıkıp arayışlara giriyorsun. Hareketler, çevrenden, kaldırımdan, taştan, topraktan yeni fikirler bulmaya çalışıyorsun. Açıkçası biraz zorlanmaya başlıyorsun. Eskisi gibi rahat değilim.
Yaptığım araştırmalarda sizin için insanlar söyle düşünüyor. Pek güldürmüyor ama tiplemeleri bizim hoşumuza gidiyor. İnsanları güldürmek gibi bir amacınız var mı?
Güldürmek gibi bir amacım yok. Benim amacım; hakkâkten de böyle dedirtmek istiyorum. Bende onun gibi düşünüyordum, diyen insanları bulmaktır. Herkes benim gibi düşünmüyor. Benim gibi düşünen adamlarında bizde varız, düşündüğüm şeylerde bazen iyi olmayabiliyor. Bazen gıcık kaptığım şeyleri, öfkelerimi, nefretlerimi söylemek istiyorum. Birini takdir etmek istiyorsam onu belirtmek istiyorum. Benim gibi düşünen adamlar varsa bizde varız kelimesini dile getirmek istiyorum. Yoksa hiçbir zaman bir espri bulayım da çizeyim gibi derdim olmadı. Onu beceremem de zaten. Hayatın içinde doğal komiklikler vardır ya nasıl diyeyim şimdi burada UFO ısıtıcı var. Mesela ufo’nun üzerinde gerçeğini sahtesinden ayırt etmek için flamentin üzerindeki kabartmaya gözüm kaçıyor. Acaba başkalarının da dikkatini çekiyor mu? Hani tırsalım mı o aletten, ne yapalım? Kim üretti bunu? Falan gibi sorular geliyor insanın aklına… Belki insanın aklına gelen şu soruları kimse yazıp çizmiyor, bekli de tenezzül etmiyor. Ben bunları da yazıp çizebilirim. Maden kafamızda ne geçiyorsa, onu bulup çizmeye çalışıyorum.
Mesela toplumda hep ters giden şeyle olur ya ben bir kez takip etmiştim. Eski ve yeni otobüslerle ilgili bir karşılaştırma yapmıştınız. Toplumsal sorunları dile getirme amaçladığınız bir durum mu?
Toplumsal sorun demeyelim de yaşadığım zorluklar. Ben kendimi baz alırım. Mesela otobüse binmeyen bir adam olmasaydım, bunu yapmazdım.
Yaşlı bir teyzenin otobüse binerken yaşadıklarını konu almıştınız?
Evet, bir güç verilse devlet başkanlığı gibi, bir diktatörlük nasip olursa, yapacağım ilk iş Magirus minibüsleri kaldırmaktır. Onları derhal yok etmek istiyorum. Nefret edilecek bir konu, Türkiye’nin en büyük sorunlarında birisi. Ben bunu dile getirmek istiyorum. Daha önemli politik durumlar vardır. Ben bundan rahatsızım. Ben o kötü otobüslere binmek istemiyorum. Mercedes’e binmek istiyorum. Büyük mevzulara başkaları bakıyor, ufak mevzulara ben bakarım.
Bir mizah yazarı olarak ülkenin içinde bulunduğu durumu nasıl görüyorsunuz. Mizahçı olarak bunu nasıl çizmek istiyorsunuz?
Genel durum hakkında değil de bana yansıyan durum hakkında bilgi vereyim. Mesela eskide hastaneye gittiğim zaman sevkler, bilmem sağlık karnesi, cartlar, curtlar, ıvırlar, zıvırlar la uğraşıyorduk. Şimdi gidiyorum bir tane vatandaşlık numarası verip eskisinden çok daha kolay, zahmetsiz bir şekilde tedavi oluyorsun… Eskiden parasız yapılacak şeylerde, şimdi eczaneye gidiyorum benden ekstradan para istiyorlar buda ayrı bir konu… İyi gibi görünüyor ama bundan sonra ne olacak bir cevap bulamıyorum.
En son okuduğunuz kitap hangisidir?
Yoğun olarak kitap okumam. En son Olasılıksız’ı okudum.
Babanız hakkında bize bilgi verir misiniz?
Babam bir devlet memuru, doğudan batıya göçmüş kendisince elinden geleni yapmış iyi yürekli birisidir. Benimde kendisi gibi memur olmamı isterdi. Belli bir olgunluktan sonra kendi yolumu çizince, beni engellemeye çalışmadı yani yoluma taş koymadı. Daha sonra kendimi geliştirmem konusunda beni destekledi.
Yaş ilerledikçe sanatsal baz da üretkenlik artar mı? Yoksa genç yaşta üreticilik daha mı fazla olur?
Genç yaştaki enerjiyle bugünkü kafam bir arada olsaydı, daha iyi olurdu. Gün geçtikçe insanın endişeleri artıyor. Ekonomik sıkıntılar, eskisi gibi özgür olamıyorsun. Geçmişte daha iyi çalışıp kafamı geliştirseydim daha iyi olabilirdi. Üretken olma konusunda düşüncelerimi geliştirebilirdim. En verimli dönemlerimi çok verimli geçiremedim.
Abinizin gazeteci olması sanatsal anlamda yaşantınızı nasıl etkiledi?
Abim mizahçıdır, muhabbetçidir, sağlamdır. Benim mizah anlayışımı etkilemiştir. Kendisi çok komik biridir. Ondan çok şey arakladım.
Karyader adında bir derneğimiz var. Sizce sivil toplum örgütleri olmalı mı?
Olmalı ama bu sivil toplum derneklerinde fedakâr üyeleri olmalı. Hangimiz o kadar fedakârız bilmiyorum. Kendi ailemize, eşimize, çocuğumuza, kendimize yeterince vakit ayıramıyoruz. Bu tempoda emek sarf edip olağanüstü bir gayretle bu konularda seslerini duyurmaları gerekir. Dernek zorunluluktur amaç, hedef, samimiyet önemlidir.
Sitemiz ailenin buluşma noktasıdır. Her türlü paylaşımı site ortamında gerçekleştiriyoruz. Tamamen öznel bilgilerle donatılmış siteyi inceleme fırsatınız oldu mu?
Siteye birkaç kez girdim. Üye olma konusunda sıkıntı yaşadım. İnternet ve bilgisayarı kullanmıyorum. İnternete fazla takılamıyorum. Msn ye bile giremiyorum. Ama bundan sonra girip siteye bakacağım. Sıra dışı bir durum görünce takdir edeceğim. Site iletişim adresidir. Bu çabayı gösteren kişilere saygı duyarım. Gerçekten vakit ve özveri gerektiriyor. Bu özveriyi gösterenleri takdir etmek gerekir. Emeği geçenlere Teşekkür ediyorum.
Sizinle burada buluşmak bize büyük zevk verdi. Karakurtlar36.com adresi, aile ve dostların buluşmasına katkı sağlamaya devam ediyor.
'Hayatı Erteleyen Adam' kitabınızdan sonra, başka kitaplarınızı da beklemekteyiz. Yaşantınızda başarılar dileriz.

Röportaj / Röportaj Nedir? / Röportaj Nasıl Yapılır? / Röportaj Soruları / Röportaj Örnekleri / Röportaj Özellikleri