Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

YENİ MÜFREDAT PROGRAMINI DEĞERLENDİRME RAPORU

Nereden Yazdırıldığı: gelisenbeyin.net
Kategori: Teknoloji ve Tasarım
Forum Adı: Öğretmen Dökümanları
Forum Tanımlaması: Öğretmenlere ait raporlar, Sınıf rehberliği formları, Veli toplantıları, Mesleki çalışmalar
URL: http://www.gelisenbeyin.net/forum/forum_posts.asp?TID=2930
Tarih: 02-Mayıs-2024 Saat 00:00
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 9.50 - http://www.webwizforums.com


Konu: YENİ MÜFREDAT PROGRAMINI DEĞERLENDİRME RAPORU
Mesajı Yazan: gelisenbeyin
Konu: YENİ MÜFREDAT PROGRAMINI DEĞERLENDİRME RAPORU
Mesaj Tarihi: 18-Haziran-2008 Saat 12:51
TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ YENİ MÜFREDAT PROGRAMINI DEĞERLENDİRME RAPORU
http://gelisenbeyin.net/upload/mesleki_calisma_raporu.rar - http://gelisenbeyin.net/upload/mesleki_calisma_raporu.rar
http://imageshack.us"> [/IMG]
Yeni Müfredatın Püf Noktaları!

Bu yıl tüm okullarda yeni ilköğretim müfredatı uygulanmaya başlandı. Ancak yeni müfredat bir takım sorunları da beraberinde getirdi. İşte yeni müfredatın püf noktaları.
Bu yıl tüm okullarda yeni ilköğretim müfredatı uygulanmaya başlandı. Öğretmenler kalabalık sınıflarda öğrenci merkezli sistemi hayata geçirmeye çalıştı. Yeni sisteme göre en çok ölçme ve değerlendirmede zorlanan eğitimcilerin çoğu yeni sistemi uyguladı ama eski sisteme göre not verdi.
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüktepe'ye göre zorluklar yaşanması çok doğal, ancak her öğretmen müfredatı kendi şartlarına göre değişiklikler yaparak uygulayabilir. Küçüktepe'den öğretmenlere tavsiyeler: Sınavlarda tek cevaplı soruları sormayın, kalabalık sınıflarda bireysel etkinlikleri toplu etkinlik haline getirin...
Uğur Dershaneleri, öğretmenleri yeni ilköğretim müfredatı hakkında bilgilendirmek için düzenlediği toplantıda Dr. Coşkun Küçüktepe ve 450 öğretmeni bir araya getirdi. İstanbul'un pek çok ilçesinden gelen ilköğretim öğretmenlerinin ortak noktası yeterli hizmet içi eğitim alamamalarıydı. Artık eskisi gibi not dönemi öğretmen sadece not defteri ve yazılı kâğıdı ile baş başa değil. Öğrenciyi değerlendirirken 'kabul edilemez gelişmeli' 'kabuledilebilir ancak yine de gelişmeli' gibi kavramlar da ortaya çıktı.


Ölçme araçları değişti
Çocuğun öğrenme sürecini ön plana çıkaran yeni müfredatta alternatif test teorisinin ölçme araçları olarak, öğretmenlerin her öğrenci için doldurduğu gözlem formu, öğrencilerin kendilerini değerlendirdiği öz değerlendirme formu, arkadaşlarının değerlendirdiği akran formu, derslerle ilgili hazırladığı projelerin bulunduğu portfolyo dosyası bulunuyor. Yapılan projelere mi, yazılılara göre mi not verileceği konusunda sıkıntı yaşayan öğretmenler çoğunlukla sadece yazılılara göre not verdi.

60 kişilik sınıflarda her öğrenci için bir anda doldurulmaya çalışılan öğrenci gözlem formlarıyla öğretmenler bir gecede binlerce kâğıt doldurdu. Form doldurmaktan konu işlemeye vakit ayıramadığını söyledi pekçok öğretmen. Küçüktepe'nin yeni müfredata göre öğretmenlere tavsiye ettiği ölçme ve değerlendirme kriterleri ve yapılması gerekenler şöyle:

Konuyu anlatırken yapılacak etkinlikleri kendi bölgenize ve sınıfınıza uyarlamak zorundasınız. Kalabalık sınıflarda bireysel etkinlikleri toplu hale getirin.

Öğrencinin öğrenme sürecini değerlendiren gözlem formlarını süreç içinde doldurun. Hepsini aynı anda doldurmak ve öğrencilerin tümünü de aynı anda değerlendirmek zorunda değilsiniz.

Size verilen gözlem formları birer örnek. Sizler bunlar üzerinde değişiklikler yapabilirsiniz. Zümre öğretmenlerinin toplanarak bu formlar üzerinde çalışın ve değişiklikler yapın. Öğrencilerin kendilerini değerlendirdiği öz değerlendirme formlarında da sıkıntılar var. Bunlarda da okulun ve bölgenin şartlarına göre değişiklik yapmak mümkün.

Öğretmenlerin çoğu formları nota çevirmekte zorlanıyor. Not verirken sınav notunun yüzde 50'sini süreç değerlendirmenin de yüzde 50'sini almak uygun. Formlarda öğrenciyi değerlendirirken işaretlenmesi gereken bölümler yer alıyor. Buralarda 'yapmadı', 'bazen yaptı' ve 'her zaman yaptı' gibi kriterler bulunuyor. En olumsuzuna en düşük puanı verin. Yapmadı 1, bazen yaptı 2, her zaman yaptı 3 puan olsun.

Sınavda 'İstanbul'u kim fethetti? ' diye sormayın. Bu tarz cevabı tek cümle olan soruları ünite sonlarında sormak daha uygun. Sınavda ise 'İstanbul fethedilmeseydi ne olurdu?' gibi bir yorum sorusu sormak daha uygun. Bu sorunun da doğrusu yanlışı yoktur. Öğrencinin fikirlerini nasıl desteklediğine bakacaksınız.

Öğrencinin portfolyosuna her şeyi koymayın. 1, 2, 3. sınıflar sizin belirlediğiniz konularda istedikleri projelerini versin. Mesela hayat bilgisinde bilinçli üreticilik tüketicilik ünitesinde iki proje isteyin. Öğrenci istediğini getirsin. 4-5. sınıflar içinse belirlediğiniz konularda istediğiniz projelerini versinler. Fen bilgisinde konu iskelet sistemi ise, iskelet maketini isteyin bir de yazdığı kompozisyonu.

Örneğin 4. sınıf fen bilgisi öğretmenleri toplanın, hangi ünitede hangi projeyi isteyeceğinizi kararlaştırın. Böylece okul için de bir standart oturtursunuz.

1. sınıf öğretmenleri 'Öğrencinin ürün dosyasına ne koyacağım?' diye soruyor. Her şeyi koyabilirsiniz. İlk çizdiği çizgi, son yazdığı yazı, yaptığı resimler.

Öğrenci ürün dosyasındakileri mutlaka veliye sunacak. Öğretmenler veliye çocuğunuz bunları yaptı diye anlatmayacak. Çocuk, sadece öğretmen, velisi ve kendisinin olduğu sınıfta sunumunu yapacak. Velilerin hepsini çağırıp öğrencilere sırayla sunum yaptırmayın. Çünkü veliler çocuğunu diğer öğrenciler ile karşılaştırıyor.

Okul yönetimi ile anlaşın her öğrenci velisine 15 dakika randevu verin. Diğer öğretmenle anlaşıp 'bu hafta ben velileri çağırdım benim sınıfla orta ders yapın' diyebilirsiniz.

Pek çok öğretmen gözlem formları evine götürüyor. Formlar öğretmende kalmayacak. Formlar çocukların portfolyolarına konacak. Portfolyo dosyalarının ise sınıfta bırakılması gerekiyor.


     


     

Göster



Ölü Ozanlar Derneği filmini izleyenler bilir. Karizmatik İngilizce profesörü John Keating, sıkı bir erkekler akademisinde eğitim vermeye başlar. Onun ilginç öğretim metotları, geleneklere sıkışıp kalmış müfredat programına yeni bir soluk getirir. Anlayış tarzı ve aklıyla Keating, öğrencilerine tutkularının peşinden gitmelerini öğütler.

Ölü Ozanlar Derneği filminde aktör Williams'ın etrafında bir çember oluşturan öğrencileri, öğretmenlerinin anlattıklarından ilham alırlar. Hepsi hipnotize olmuş gibidir. Biz aynı tablonun daha gürültülü olanıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni müfredatın uygulanması için seçtiği pilot okullardan Yahya Kaptan İlköğretim Okulu'nda karşılaştık.

Yahya Kaptan İlköğretim Okulu'nun 40 kişilik 2-A sınıfındaki Hayat Bilgisi dersindeydik.

28 yıllık ilkokul öğretmeni Suzan Öztürk, sınıfın ortasındaki sıralardan birinin üstüne oturmuş, öğrencilerini de etrafına toplamıştı. Yaşları 7 ile 8 arasında değişen öğrenciler, dikkatle dinledikleri öğretmenlerinin sorularına yanıt verebilmek için birbirleriyle yarışıyorlar, ancak yanıtlar sadece sözcüklerden oluşmuyor. Sözel olarak dile getirdikleri duygularını, mimikleriyle arkadaşlarına yansıtıyorlar.

Hayat Bilgisi dersinin o günkü konusu 'Duygularımızı Tanıyalım'. 2-A sınıfının Barbie'si İpeksu, köpeği öldüğünde yaşadığı üzüntüyü; uzun boylu Barkın, top oynarken kırılan kolu yüzünden yaşadığı mutsuzluğu; Sima, okul servisi kendisini unuttuğunda yaşadığı kaygıyı arkadaşlarıyla paylaşıyor. Sonra Suzan öğretmen, öğrencilerine duyguların nasıl kontrol alınacağını soruyor.

Öğrenciler, özellikle sinirlendiklerinde, içlerinden 10'a kadar sayacaklarını ya da bulundukları yerden uzaklaşarak kızgınlıklarını kontrol edebileceklerini söylüyor. Yeni nesil çocuklar her konuda bilgi sahibiler.

El yazısı 2'nci sınıfa alındı

Müfredat değişimi ilköğretimde Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler ve Fen Bilgisi derslerinde yapıldı. Suzan Öztürk, eskiden el yazısını dördüncü sınıftan itibaren çocuklara öğrettiklerini, ancak yeni müfredatla çocukların ikinci sınıfta el yazısına geçtiklerini söylüyor. İkinci sınıf öğrencileri tahtaya el yazısı örneklerinden yazıyor.

Çocuklar okuma yazmayı da artık farklı şekilde öğreniyor. Eskiden bütünden parçaya, bütünden heceye doğru öğretilirken, şimdi harfler ve sesler okuma-yazmanın temelini oluşturuyor. Her harf sesiyle birlikte öğrenciye veriliyor. Okuma fişleri artık yok.

Yeni müfredatın hazırlanma döneminde herkes aynı sorunun peşine düşmüştü. "Çarpım tablosu ezberlenecek mi?" Çarpım tablosu ezberlenecek ama görerek... Matematik dersinde ezber yerine somut tablolar var. Eskiden 2, 4, 6, 8, 10 diye ezbere sayım yapılırken, şimdi bu sayılar rakamların bulunduğu tabloda işaretleniyor. Öğretmen tabloda araları boş bırakıyor. Çocuk hangi rakamın eksik olduğunu görerek işaretliyor. Görsellik ağır basıyor.

Yeni müfredatın uygulandığı pilot okullarda öğretmenlere büyük görev düşüyor. Çünkü henüz yeni müfredatın ders kitapları basılmadı. Yazımı devam eden kitaplar, ancak ikinci döneme yetişecek. Bu nedenle öğretmenler MEB'in programını takip ederek ders notları çıkarıyor.

Taklit yok

Suzan Öztürk, hafta sonunu öğrencilere ders notu çıkararak geçirmiş. Her gün yeni bir ders notuyla sınıfa geliyor. Masasının üzeri tomar tomar ders notlarının bulunduğu fotokopi kağıtlarıyla dolu. Öğrenciler dersler arasında bağlantı kurmaya teşvik ediliyor. O günkü konu işlenmeden öğrencinin dikkati çekiliyor. Mesela televizyon tutkusu önümüzdeki günlerde işlenecek konulardan biri. Suzan öğretmen bununla ilgili bir ön çalışma yapmış. Çocuklarından, televizyonları bozulduğu bir gün hayatlarında nelerin değiştiğini düşünmelerini istemiş. Çocuklar böylece hayatlarında büyük yer kaplayan televizyonun üzerlerindeki etkisini düşünerek, konuşarak, tartışarak bulacaklar.

Resim dersinden önce Suzan Öztürk, öğrencilerini bahçeye çıkarıyor.

Öğrencilerine "Çevrenize iyi bakın. Duran ve hareket eden varlıkları iyi gözlemleyin. Çünkü sınıfta duran ve hareket eden varlıkların resmini yapacaksınız" diyor.

Öğrenciler bahçede olmaktan memnun mu memnunlar. 15 dakika sonra sınıfa girdiklerinde kimi ağaç, kimi araba, kimi de insan resmi yapıyor. Bizim zamanımızda sınıflarda bu kadar hareket yoktu. Sınıfa girdiğimiz andan zil çalana kadar sıradan kalkamazdık. Şimdi sınıflar hareketli mi hareketli. Mum gibi çocuklar bulmak zor.
Yeni müfredatta taklit yok, alıntı yok.

Türkçe dersinde işlenen konunun özeti yapılıyor. Suzan öğretmen çocuklara dönüp "Sen yazar olsaydın, bu metni nasıl yazardın?" diye soruyor. Her çocuk başka bir metin yazıyor, her çocuktan başka bir fikir çıkıyor. Bu sistemin başarıya ulaşmasında öğretmenin yaratıcılığı da çok önemli. Yeni bir heyecan gerekiyor. Özellikle yıllarını bu mesleğe vermiş öğretmenlerin 'öğretmen merkezli' sistemden vazgeçip 'öğrenci merkezli' sisteme geçmeleri biraz güç olabilir. Sonuçta öğretmenler, öğrencilik günlerine dönüp ders çalışacak

-------------
http://gelisenbeyin.net">
Gelişimin adresi...



Cevaplar:
Mesajı Yazan: By_Beyin
Mesaj Tarihi: 18-Haziran-2008 Saat 21:40
çok teşekkürler...

-------------
http://gelisenbeyin.net">
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur.


Mesajı Yazan: cengiz
Mesaj Tarihi: 23-Haziran-2008 Saat 10:54
Paylaşım için teşekkürler..

-------------
http://gelisenbeyin.net">


Mesajı Yazan: mediş27
Mesaj Tarihi: 24-Haziran-2008 Saat 22:58
teşekkürler


Mesajı Yazan: ramazan
Mesaj Tarihi: 30-Haziran-2008 Saat 10:36
Paylaşım için teşekkürler.

-------------
http://gelisenbeyin.net">
<marquee>Her Paylaşım Bir Teşekkürü Hak Eder..</marquee>



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2007 Web Wiz - http://www.webwizguide.com