Duyun Beni... / Aydın Sarı

Duyarlı olmak kalp gözüyle bakıp, vicdan terazisiyle tartarak yüreğinde hissetmektir. Hangi canlı olursa olsun onun çektiği acıyla, acı duymaktır. Güçsüze el uzatmak, kucak açmaktır öksüze. Toplumumuz gerekli konularda duyarlı mıdır acaba? Sanmıyorum. Bu konuda da eksiklerimiz oldukça fazla gibi.

Duyarlılık insan olmanın gereğidir. Yalnızca kendini ilgilendiren durumlarda değil, insan ve millet olarak da ortak kavramlarda aynı duyarlılığı göstermeliyiz.

Duymalıyız birbirimizin sessiz çığlıklarını, içe akan gözyaşlarını ve kahkahaların arkasına gizlenmeye çalışılan hıçkırıkları… Acıyı, üzüntüyü ortaklaşa yaşamalı, ikiye üçe, beşe bölmeliyiz sızımızı… Etrafına, çevresine bu hislerle bakmayan bireyler kalpsiz ve bencildirler.
Kaldırım kenarında soğuktan büzülmüş, açlıktan ağlarcasına miyavlayan bir yavru kedinin, korku dolu gözlerle insanlardan adeta yardım istemesini umursamayan ve hatta onu ayağının ucuyla iten insan, sizce bir insan olabilir mi? Komşusunun sıkıntılarından haberi bile olmayan komşu, nasıl rahat oturur kendi dört duvar arasında.

Yurt sevgisi, barış, çevreye saygı, hoşgörü, şiddet, duyarlılık isteyen konulardır. Duyun beni! diye haykıran onlarca olayla karşılaşıyoruz. Ama duyarsızlık çağın vebası gibi sarmış ruhumuzu. Toplumumuz şiddetli bir depresyon geçiriyor bu konuda. Duymuyoruz… Duymak istemiyoruz adeta… Kabuğumuza çekilmiş, demirden bir perde çekmişiz sanki insanlığa.
Bencillik denizin içinde hırsla menfaate kürek çekiyoruz. İşin içinde bir çıkarımız yoksa gözümüzün ucuyla bile bakmıyoruz o yana.

Bugünlerde ülkemiz bir yangın yeri. Ana, baba ve eşlerin yüreği yanıyor. Orman yangınları söndürülür ama yürek yangınları söndürülemez. Bir ağaç yerine bin ağaç dikebilirsiniz ama bir evladı geri getiremezsiniz. Böyle bir acıyı yaşayan ananın gözyaşlarını nasıl dindirirsiniz göz pınarları kurumadan. Konu kanadı kırık bir babanın nasıl kaldırabilirsiniz çökmüş omuzlarını…
Yetim kalmış bir çocuğun nasıl güldürebilirsiniz süslü oyuncaklarla… Biz de içimizde hissetmeli bu acıları, bu yangınla bizde de yanmalıyız. Alışmamalı, alıştırmamalıyız hissizliğe, duyarsızlığa. Vatanımızın her ferdi için, her karış toprağının sancısıyla bizim de sancılanmalı içimiz.

Acılar bölüşerek azalır dostlar, bölüşerek diner ruhumuzdaki fırtınalı sarsıntılar. Toplum olarak bölüşmeyi, sarılmayı, kucaklamayı öğrenmeliyiz yeniden. Bencillik ve çıkar illetinden bir an önce kurtulmalıyız. Duyulmaya o kadar ihtiyacımız var ki. Duyun beni…

Aydın SARI / Eğitimci- Yazar / Diğer Yazıları / Duyun Beni! / Başarının Anahtarı İnovasyonda! / Başarılı Olmak